İçindekiler
Yaramaz Çocuk Ne Demek?
Bir çok anne-baba çocukların doğumundan itibaren onları gözlemlerken bazı sorunlarla karşılaşabilir. Aileler, çocuklarının gösterdiği herhangi bir aşırı davranış karşısında ilerisi için endişe duyabilmektedirler.
Bebekliğinde az uyuyan çocuklar, yürümeye başlamasıyla ev içerisindeki tüm kapalı dolap ve çekmeceleri karıştıran, masa ve sehpaların üzerindeki eşyaları kırabilen, bir yabancının evine gidilirken ev sahiplerini rahatsız etme endişesi duymaya sebep olan, çoğu zaman kendi için tehlikeli olabilecek davranışlarda bulunan ve sık sık kendini yaralayan; kısaca dur ya da hayır denilince durmayan çocuklar yetişkinler tarafından “yaramaz çocuk” olarak etiketlenmektedir. Halbuki bu tür davranışlardaki aşırılıkların çocukta olması ya da olmaması çocuğun sahip olduğu ve değişmeyen bir özellikten çok, çocuğun dünyayı keşfetme ve varlığını gösterme stratejileri ile anne-babanın bu stratejiler karşısında takındığı tutumla ilgilidir.
Aşağıdaki videolarda Uzm. Ped. Emine Eraslan, “Yaramaz Çocuk-Hiperaktif Çocuk” ve Çocuk Eğitimi ile ilgili çeşitli konularda bilgiler veriyor.
Yaramaz Çocuk ile Hiperaktivite Aynı Şey mi?
Bu karmaşa, herhangi bir bozukluğu olmayan çocukların “hiperaktif” diye etiketlenmesine neden olmaktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuğun büyüyünce düzelir diye düşünülerek tedavisinin geç kalınmasına ve giderek artan cezalandırmalarla ciddi sorunlara sebep olmaktadır.
Hiperaktivite, çocuğun mizacı ve anne –baba tutumuyla şekillenmez. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu şeklinde isimlendirilen bozukluk, çocuğun beyin işleyişindeki kimyasal farklılıkla ilgilidir. Kısaca organik bir bozukluktur. Fakat kendini davranışsal aşırılıklarla gösterdiği için çoğu zaman sıradan hareketlilikle karıştırılmaktadır. Oysa ki DEHB olan çocuklar çok daha dürtüseldir. Yapmak istediklerini hiçbir koşulda erteleyemez, sırasını bekleyemez, konuşulanı dinleyemez. Amaca yönelik olmayan bir hareketlilikleri vardır. Çoğunlukla bu tabloya belirgin bir dikkat bozukluğu ve dolayısıyla unutkanlık, akademik başarısızlık eşlik eder.
Çocukta Yaramazlık Nasıl Önlenir?
Çocuk eğitimindeki temel prensiplerden biri olan “sınır koyma” yı repertuarımıza almamız gerekmektedir. Sınır koyma, çocuğun sosyal beceri ve uyumunun artmasını, sorumluluk duygusunun gelişimini, sağlıklı aile ilişkileri kurmasını sağlamaktadır. Hiçbir kuralın olmadığı bir trafikte araba kullanırken istediğimiz yere ulaşabilmek için ne çok hata yapabileceğimizi ya da tehlikeler atlatabileceğimizi düşündüğümüzde çocukların yaşam alanlarında sebebi açıkça belirtilmiş, pazarlık yapılamayan, diğer yetişkinler tarafından da uygun bulunan ve tutarlı davranılan sınırların çizilmesi kuşkusuz olarak gerekli olacaktır.
Yaramaz Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı?
Her çocuğun anne- babası ya da bir başka yetişkin tarafından istenmeyen davranışları olabilir. İstenmeyen davranışı gerçekleştiren çocuğa kızmak, onu aşağılamak , cezalar vermek çocuğa kendini sevilmeyen ya da istenmeyen biri olarak hissettirebilir. Bu yüzden hata yapan çocuğa sakince, mutlaka göz kontağı kurarak, yargılamadan ve etiketlemeden, ne yapması gerektiği, hangi davranışın daha uygun olacağı ,o davranışının neden uygunsuz olduğu açıklanmalıdır.
Yaptığı onca iyi şey arasında ,sadece hataların yetişkinler tarafından fark edilip bu hata üzerine sürekli konuşulduğu zaman çocuk “demek ki yalnızca bu kötü şeyleri yaptığımda onların ilgisini çekiyorum, o zaman bunları yapmaya devam edeyim” şeklinde koşullanacak ve bu tutum istenmeyen davranışların artmasına sebep olabileceği için çocuğun , ortama uygun,istenen davranışları mutlaka fark edilip ödüllendirilmelidir. Örneğin başka birini evine konuk olarak gidildiğinde uygun davranışı gösteren çocuğa anne-baba ve ev sahipleri tarafından mutlaka sözel olarak olumlu geribildirim verilmeli, ev sahipleri onun ziyaretinden çok memnun olduğu dile getirmelidirler. Bu durum çocuğa kendini sevilen ve istenen biri olarak hissettireceği için, bir sonraki seferlerde aynı uygun davranışları göstermesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak,bu tür niteliklere sahip çocukların mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilerek, Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun varlığı araştırılmalı , varsa ilaç tedavisi, yok ise tutum ve davranış değişikliklerinin ne olması gerektiği anne-baba ile konuşularak sorunun çözülmesi gerekmektedir.