Vigabatrin (Sabril) epilepsi tedavisinde kullanılan yeni jenerasyon bir antiepileptiktir. GABA transaminaz enzimini bloke ederek etkinliğini gösterir. Özellikle parsiyel epilepsilerde ve infantil spazmlarda kullanımı yaygındır. Bu nedenle daha çok çocuklarda tercih edilen bir ilaçtır. Vigabatrin kortekste ve retinadaki GABA seviyesinde artışa neden olur. Zaten antiepileptik etkinliği bu şekilde ortaya çıkar. Hayvan çalışmalarında vigabatrinin oral alınımı sonrası kan retina bariyerini geçerek retinada beyine göre yaklaşık 18 kat daha fazla biriktiği gösterilmiştir. Artmış GABA konsantrasyonu retinadaki temel gabaerjik nöronlar olan amakrin ve horizontal hücrelere toksik etki yapar. Vigabatirinin bu farmakolojik seyrinde rol oynayan proteinleri kodlayan genlerdeki kişisel farklılıklar, retinopati tablosuna yatkınlığın kişiler arasında değişkenlik göstermesine neden olabilir.
Vigabatrinin neden olduğu görme problemi
Vigabatrinin gözde neden olduğu en önemli problem görme alanındaki daralmadır. Ancak hastalar bunu genellikle geç döneme kadar farkedemezler. Özellikle çocuk vakaların bunu ifade etmesi neredeyse mümkün değildir. Genelikle her iki gözün görme alanlarının eş merkezli olarak daralması ortaya çıkar, bu da genellikle burun bölgesinde şakak bölgesine oranla daha belirgindir. Çok ileri olgularda “tünel görme” denilen ileri çevresel görme alanı kaybı ortaya çıkabilir. (Resim 1)
Görme keskinliği genellikle son döneme kadar korunduğu için hastalar bulanık görme tarif etmezler. Hastaların önemli bir kısmında rutin göz muayenesinde de herhangi bir problem görülmez. Bu nedenle vigabatrin kullanan kişilerde mutlaka tedaviye başlamadan önce ve tedavi sürecinde belli aralıklarla görme alanı testlerinin yapılması gerekmektedir. Ancak pediatrik vakalarda bu noktada da önemli bir sorun vardır. Keza 10-12 yaşından önce sağlıklı görme alanı testi yapılamamaktadır. Hatta bazı çocuklarda daha büyük yaşlarda dahi görme alanı değerlendirilmesi yapılamaz. Üstelik görme alanı testi subjektif bir testir. Hastanın test sırasındaki konsantrasyonu sonuca etki edebilir (ki bu pediatrik vakalarda çok daha ön plana çıkacaktır).
Bu nedenle vigabatrin kullanan çocuklarda elektro-retinografi yararlı olabilir. Var olan verilere göre, elektro-retinogramın ilk salınım potansiyeli ve 30 Hz titreşim yanıtları ile vigabatrine bağlı görme alanı kusuru arasında korelasyon görülmektedir. Bu yanıtlardaki gecikme ve azalma normal sınırların ötesindedir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar optik koherens tomografi (OCT) cihazı ile yapılan sinir lifi tabakası kalınlığı ölçümlerinin de erken dönemde anlamlı değişiklikleri yakalamak açısından hassas olabileceğini göstermektedir. Belli bir yaşa kadar çocuklarda da çekimi mümkün olan OCT non-invaziv bir yöntemdir. Görüntü almak sadece birkaç dakika sürmektedir.
Sonuç olarak bir antiepileptik ajan olan ve pediatrik vakalarda sıkça kullanılan vigabatrinin gözde ciddi ve geri dönüşümü olmayan yan etkileri olduğu unutulmamalıdır. Vigabatrin kullanan çocukların mutlaka doktorları tarafından belirlenen periyotlarda göz muayenelerini ve gerekli görülen testleri yaptırmaları gerekmektedir.
Kaynaklar
- Salar S, Özdöker LT, Akçakaya AA, et al. Vigabatrin kullanımına bağlı gelişen optik atrofi; OKT ile değerlendirme. Ret-Vit 2008;17:213-216.
- Lawden MC, Eke T, Degg C, et al.Visual field defects associated with vigabatrin therapy. J Neurol Neusurg Psychiarty. 1999;67:716-722.
Resim 1: Vigabatrin kullanan bir hastanın her iki gözünde gelişen görme alanı kayıpları görülmekte.