Okul Başarısızlığı

Okul Başarısızlığı
Okul Başarısızlığı

Her çocuğun dış dünyadan aldığı bilgiyi işleme ve kaydetme süreçleri farklıdır. Örneğin bir çocuk basit bir çarpma işlemini çok kısa sürede yapmayı öğrenirken aynı çocuk yaşına uygun bir yap-bozu beklenen sürede tamamlayamayabilir. Aynı yaş ve gelişim özelliklerine sahip bir başka çocuk ise diğerinin tam tersi bir performans gösterebilmektedir. Bu şekilde bir farklılığın oluşmasındaki temel etken kuşkusuz ki zihinsel potansiyellerin ve yeteneklerin farklılık göstermesidir.

Çocukların bu potansiyelleri çoğunlukla okul çağına geldiklerinde eğitimcileri ve ebeveynleri tarafından fark edilmeye başlanır. Fakat okul çağına gelmiş ve okul öncesi dönemde bilgiyi işleme ile ilgili herhangi bir şüphe duyulmamış, en genel ifade ile zihinsel gelişimi ile ilgili bir gecikme göstermemiş  bazı çocukların akademik başarısızlıklar göstermesi dikkat çekmektedir. Bu sorunun çok yönlü sebepleri olduğu söylenebilir.

Okul başarısızlığına zeka gerilikleri dışlandığında , ev ve okulla ilgili fiziksel ve sosyal koşulların oldukça etkili olduğu bilinse de en çok önemsenmesi ve önlem alınması gereken durum “Özgül Öğrenme Bozukluklarıdır.” Bu bozukluk, bir zeka geriliği değildir ,fakat öğrenmeyle ilgili bir sorun olarak algılanmakla ve tanıtılmakla birlikte; görülen, duyulan ya da dokunulan, tanınmaya çalışılan şeylerin algılanmasıyla ilgili ya da işlenmesiyle ilgili bir sorun olarak yaşanmaktadır.

Nedenleri

Kalıtımsal ve çevresel bir çok etkenden bahsedilmekle birlikte tam olarak bir neden bilinmemektedir. Beyindeki yapısal işlevlerin farklılığı en çok söz edilen sebeplerdendir.

Özgül öğrenme bozuklukları:

  • Okuma bozukluğu
  • Matematik bozukluğu
  • Yazılı ifade bozukluğu olarak 3 grupta toplanır.

Okuma bozukluğu; çocuğun yaşına , eğitimine ve zekasına göre okuma başarısının beklenenin altında  olması şeklinde tanımlanır. Okuma bozukluğuna sahip çocuklar, okunanı hatırlama, harfleri ya da kelimeleri sırasıyla yazma, dilbilgisi kurallarına uyma ve çıkarım yapmada güçlükler yaşarlar.

Matemetik bozukluğu; çocuğun yaşına eğitimine ve zekasına göre,matematik terimlerini anlama ve yazılı problemleri matematik sembollerine çevirme, sembolleri tanıma ve anlama ve sayıları kümeleştirme,toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve temel işlemlerin sırasını izleme , rakamları doğru yazma ve işlem sembollerini doğru gözleme başarının beklenenin altında olması şeklinde tanımlanır.

Yazılı ifade bozukluğu; çocuğun yaşına zekasına ve eğitime göre yazma becerilerinin beklenenin altına olması şeklinde tanımlanır. Bu bozukluğa sahip çocuklar kötü bir el yazısına sahip olmakla beraber, sayfa ve paragraf düzenini sağlama, imla ve yazım kurallarını öğrenmede, dinlenen metni yazıya dökmede güçlükler yaşamaktadır.

Bu üç tür öğrenme bozukluğu çocuklarda tek tek görülebileceği gibi birlikte de gözlenebilmektedir. Önemli olan çocuğun güçlük yaşadığı alanı doğru tespit edip müdahale edebilmektir.

Tanı süreci

Tanı konulma aşamasında öncelik çocuğun standart bir zeka testi ile olası bir zeka geriliğinin elenmesi olacaktır. Çoğunlukla uygulanan bu standart testler çocuğun  güçlük yaşadığı ya da yüksek başarı gösterdiği alanlarla ilgili ipuçları vermektedir. Bu aşamadan sonra çocuğun güçlük yaşadığı alanlara özgü bir takım değerlendirme araçları kullanılmaktadır.  Tüm bunları yanı sıra ayrıntılı bir klinik değerlendirme ve gelişim öyküsü çocuğun diğer bilgilerine ulaşmamıza fırsat verecektir.

Tedavi / Eğitim

Tanı aşamasından sonra ilk müdahale bu bozuklukların tedavisidir. Tedavi olarak kastedilen yöntem kuşkusuz ki çocuğa uygun bir eğitim programı  oluşturmaktır. Aile , öğretmen ve gerekirse özel bir eğitimci işbirliğinde yapılan eğitim müdahaleleri çocukların akademik gelişimlerine çok önemli katkılar sağlamaktadır.

Özgül öğrenme bozuklukları her ne kadar çocukların akademik başarılarında belirgin sorunlar  yaratsa da yaşanan sosyal ve ruhsal sorunlar da dikkatten kaçırılmamalıdır. Öğrenme bozukluğu yaşayan çocukların özgüven sorunları yaşaması , dolayısıyla düşük benlik saygısı geliştirmeleri , performans gösterecekleri alanlarda kaçınma göstermeleri  ve okula gitmek istememeleri, sosyal kaygılar yaşamaları, tüm bunların yanında kızgınlık ve depresyon yaşamaları ihtimallerden sadece bir kaçıdır.

Özetle; öğrenme ile ilgili sorun yaşadığı düşünülen çocukların mutlak biçimde ayrıntılı bir değerlendirmeden geçmeleri , ihtiyaç  saptanan alanlara yönelik eğitim planlanmalı ve ruhsal duygusal destek sağlanmalıdır.

Psikolog
ELA KÖK

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here