Kardeş kıskançlığı adeta doğa kanunudur, yani neredeyse olmazsa olmaz. Eğer çocuklar arasında çok az yaş farkı varsa çocukların yaşları ne kadar küçükse problemler de o kadar çok olur. Ancak eğer anne-babalar bazı hususlara dikkat ederlerse sorun çok daha kolay ve hasarsız bir şekilde çözülecektir.
İçindekiler
Kardeş Kıskançlığı Önlenebilir mi?
Kardeş kıskançlığını önlemek ya da en aza indirebilmek için buyrun size 10 altın kural…
1. Kardeşi Olacağını Önceden Bilsin
Çocuklar beklemedikleri tatsız sürprizlerden hoşlanmazlar, açık olun. Eğer çocuğun kardeşi olacaksa, bebek daha doğmadan önce çocuğa anlayabileceği bir dille bir kardeşinin olacağı anlatılmalıdır. Kardeşi doğsa da, bunun onun sevilmeyeceği anlamına gelmediğini, onu hep çok seveceğinizi anlatmalısınız.
Aşağıdaki videolarda Uzm.Psk. Mürvet Ülkü, “Çocuk Yetiştirmede Anne Baba Tutumları” ile “Boşanmanın Çocuklara Etkisi” konularında bilgiler veriyor.
2. Ortak Paylaşımlar Bulun
Yeni bebek doğmadan önce, çocuğa keyif alabileceği bazı görevler verin: “Kardeşin doğduktan sonra sen onu oyuncaklarınla oynatmaya ne dersin”, “Altını temizlerken malzemeleri taşıyarak, sen de bana yardım etmek ister misin?, “küçük bebişi beraber yıkamak da çok eğlenceli olabilir” vs. Bu tür yaklaşımlar sayesinde büyük çocuğun güvenini kazanabilirsiniz. Böylece kardeşi doğduktan sonra dışlanmayacağını ve birçok şeyi paylaşabileceğini fark eder ve rahatlar.
3. Özel Eşyalarını Kardeşine Vermeyin
Anne-babalar, büyük çocuğun eşyalarını onlara belli ederek, yeni kardeşe vermemelidir. Bu durum artık değerli olmadığı ve 2. plana atıldığı hissini uyandırabilir.
4. Onu Hızla Büyütmeyin
Büyük çocuğunuza “sen artık abla olacaksın” ya da “sen artık abi oldun” tarzı hatırlatmalar yapmayın. Sonuçta, abi ya da abla da olsa söz konusu olan hala 3-4 yaşlarında, gelişim aşamalarını tamamlamaya çabalayan, hala yaşama uyum gösterebilmeye çalışan küçük bir çocuk. Çocuklarınızı ne olur çarçabuk büyütmeyin, bırakın layıkıyla çocukluklarını yaşasınlar.
5. Olumsuz Şakalara İzin Vermeyin
Türk toplumunda ne yazık ki “ Eee artık kardeşin oluyor, anne-baban seni eskisi gibi sevmeyecek” ya da “Senin pabucun dama atıldı” gibi şakalar eş-dost ve aile büyükleri tarafından sıkça yapılır. Bu gibi şakalar çocuğun gönlünde derin yaralar açar, zaten var olan endişelerinin daha da büyümesine sebep olur. Çocuklar şaka ile gerçeği pek ayırt edemezler.
6. Kendi Kıskançlıklarınızı Göstermeyin
Ebeveyn olarak kendi kıskançlıklarınızı çocuklarınıza fark ettirmeyin. Çünkü çocuklar sizi örnek alırlar ve taklit ederler. Kocası tarafından fazlaca kıskanılan bir kadının erkek çocuğu da, ileride annesinin kıyafetlerine, saç şekline, boyasına, makyajına karışmaya başlarsa hiç şaşırmayın.
7. Hayatındaki Büyük Değişiklikleri Çok Önceden Yapın
Eğer büyük çocuğunuzla aynı odada yatıyorsanız , odasını bebek doğunca ayırmayın, okula bebek doğunca başlatmayın, çocuğun hayatında bu tür büyük değişiklikler, bir bebeğin doğacağı haberi verilmeden çok önce yapılmalıdır.
8. Sevginizin Bitmeyeceğini Kanıtlayın
Kardeş kıskançlığı çok olağan ve beklenen bir durumdur. Çocuğunuza sevginizin bitmeyeceğini gösterin. Sakin ve sabırlı olun Kardeşimi sevmiyorum diyorsa azarlamayın, ona hak verin, hatta “bazı zamanlar beni de yoruyor ve üzüyor” diyerek çocuğunuzu şaşırtıp rahatlatabilirsiniz.
Sözlerinizi davranışlarla destekleyin. Yeni bebek yokken büyük çocuğunuzu kucağınıza alın, onu sevin, onunla oyunlar oynayın. Bebeğe aşırı sevgi gösterilerini büyük çocuğun gözü önünde yapmayın. bulunmamalıdırlar.
9. Kavgalarında Araya Girmeyin
Çocuklar büyüdüklerinde, kavga ediyorlarsa araya girmeyin, sorunlarını kendi aralarında çözümlemeleri gerektiğini anlatın. Hele de Asla bir çocuklardan birini koruyup, diğerini asla suçlamayın.
10. Çocuklarınızı Mukayese Etmeyin
Anne-babalar, çocukların yanında, bir diğerini övmemeli, mukayese etmemelidir. Büyük çocuk yeni kardeşini kıskanabileceği gibi, yeni kardeşin de ağabeyini veya ablasını kıskanabileceğini aklınızdan çıkarmayın.”Bak abin nasıl odasını topluyor” ya da “abin yemeğini çabucak bitirdi” gibi söylemeler kıskançlığı daha da körükleyecektir. Bunun yerine olumlu tavırları ön plana çıkarın,Mesela “Tebrik ederim, bak artık yemeğini kendi başına dökmeden yiyebiliyorsun” gibi.