Kış aylarının yaklaşmasıyla beraber, çocukları gripten, soğuk algınlığından nasıl koruyacağız soruları da daha sık gündeme gelmeye başladı. Akşam Gazetesinde bu konu hakkında yayınlanan röportajımı sizlerle bu köşemde de paylaşmak istedim.
İçindekiler
Akşam Gazetesinde Yayınlanan Haberimiz:
Soğuk havalar ve okulların açılmasıyla grip virüsü çocukların da sıkça kapısını çalıyor. Son günlerde bu şikayetle hastaneye götürülen çocukların sayısı arttı. Çocuklar hapşırık, öksürük, nefes yoluyla da gribi kolayca birbirlerine bulaştırıyorlar. Peki çocuklarımızı doğal yollarla gripten nasıl koruyabiliriz? İşte, uzmanından önemli uyarılar, öneriler…
Bağışıklık sisteminin yetişkinlere göre zayıf olması, çocukları tehlikeye çok daha açık hale getiriyor. Hele de kalabalık ortamlarda hapşırık, öksürük yoluyla yayılan virüslerin kış aylarında saatlerce canlı kalabilmesi özellikle de okula giden çocukları tehdit ediyor.
Aşağıdaki videolarda Uzm Dr. Özlem Özsoy Yolcu, “Çocuklarda Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları ile İdrar Yolu Enfeksiyonları” hakkında bilgiler veriyor.
Acıbadem Beylikdüzü Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Doktoramcam.com Tıbbi Koordinatörü Dr. Anıl Yeşildal, çocukları gribe karşı korumada beslenmeden uyku düzenine, sık el yıkamaktan ellerini ağızlarına ve yüzüne sürmemelerine, bol su içmelerinden hareket etmelerine dek basit bazı kuralların son derece önemli faydaları olduğunu vurguluyor. Örneğin geceleri geç yatan ve yeterince uykusunu alamayan çocukların bağışıklık sistemi zayıflıyor ve vücut direnci azalarak enfeksiyonlara daha açık hale geliyor. Sağlıklı bir hayat sürmek ve enfeksiyonlardan korunabilmek için düzenli uykunun şart olduğunu belirten Dr. Yeşildal, çocuğun yaşına göre bu sürenin 8-12 saat arasında değişebildiğini, uykuda tüm hücrelerimiz ve tüm organlarımızın yenilendiğini söylüyor.
Kahvaltı Şart
Çocukların doğal yolla gripten korunabilmesi ve bağışıklıklarının güçlendirilmesi için kahvaltı şart! “Öğünlerin kralı” olarak adlandırılan sabah kahvaltısı çocukların güne hem fiziksel hem de zihinsel açıdan güçlü başlamasını sağlıyor. Özellikle birçok çocuğun sevgilisi bal sabah hem eneji veriyor, hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Okulda kahvaltı etme imkanı olmayan bir çocuğun evde de kahvaltı yapmaması durumunda vücut direnci kaçınılmaz olarak zayıflıyor. Dr. Yeşildal ana öğünler kadar ara öğünlerin de büyük önem taşıdığını belirtirken “Ara ve ana öğünler bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasında son derece önemlidir. Tüm vücudumuz yapı taşlarından oluşur ve biz bu yapı taşlarını besinlerden alırız. O nedenle dengeli, düzenli, hem ana hem ara öğünlerin atlanılmadığı bir beslenme tarzında tüm hücrelerimiz de o kadar sağlıklı olacaktır. Buna bağışıklık sistemi hücreleri de dahil” diyor. Çocukların yaşına göre günde 1000-1500 kalori alması gerekiyor. Bu kalorinin gün içine düzenli şekilde dağıtılması önemli. Karbonhidratlar enerji verirken, vitamin ve mineraller de hücre fonksiyonlarının yürütülmesi ve enfeksiyonlardan korunmada yardımcı oluyor. Proteinler ve yağlar ise hücrelerin ana yapı taşlarını oluşturuyor.
Çocuğunuzu Yeşil ve Kırmızı Biberle Tanıştırın
C vitamini takviyesi hele de bu soğuk günlerde griple mücadelede çok daha fazla önem taşıyor. Dr. Anıl Yeşildal, C vitamini deyince akla genelde portakal ve mandalina gibi narenciye grubunun geldiğini oysa kivi, yeşil biber ve kırmızı biberin çok daha fazla C vitamini deposu besinler olduğunu vurguluyor. Çocukların ana öğünlerde mutlaka sebze tüketmesi gerektiğini, meyvelerin ise yemeğin hemen arkasından ziyade ara öğünlerde verilebileceğini belirten Dr. Yeşildal, kuşburnunun da C vitamini açısından zengin bir kaynak olduğunu, kış aylarında her gün kuşburnu çayının tüketilebileceğini söylüyor. Meyvelerin suyunu sıkmak yerine lifleri ve posası ile tüketilmesi şart. Zira bu durumda mineral ve vitaminlerden daha zengin oldukları gibi bağırsakların çalışmasına da katkıda bulunuyorlar.
Su En İyi Öksürük Şurubu!
Gribe karşı etkili bir başka savaşçı da su! Üstelik su en iyi öksürük şurubu! Özellikle burun ve alt solunum yollarını döşeyen mukozanın hücrelerinin susuz kalması ve kuruması çocukları enfeksiyonlara daha açık hale getirebiliyor. Bu nedenle çocukların yaşına göre günde 1-2 litre arasında sıvı tüketmesi gerektiğini belirten Dr. Yeşildal, bu sıvının da mümkün olduğunca su olarak tüketilmesini öneriyor. Çocukların su içmeleri gerektiği gibi, ellerini de sık sık yıkamaları şart. Enfeksiyonların ellerimiz yoluyla kolayca bulaşabildiğine dikkat çeken Dr. Anıl Yeşildal, çocukların gün boyu mikroplara açık, ellerini ağız ve yüzlerine götürdüklerinde tehlikeye doğrudan maruz kaldıklarını belirterek “Çocuklarımıza gün içinde ellerini sık sık yıkama alışkanlığı kazandırmalıyız. Antibakteriyel sabunlar çok revaçta ancak biz bunları önermiyoruz. Çünkü faydalı mikropları öldürerek bazı cilt hastalıklarına veya başka sorunlara davetiye çıkarabiliyor. Normal bir sabun ve ılık su en iyi temizlik kaynakları” diyor.
İnternette Fazla Zaman Geçirmek Gribe Davetiye Çıkarıyor
Günümüzde çocukların saatlerce bilgisayar başından ayrılmaması anne-babaların en fazla şikayet ettikleri konular arasında yer alıyor. Saatlerce hareketsiz kalan çocuklar gribe ve enfeksiyonlara da daha açık oluyor. Düzenli spor ve hareket etmenin tüm vücudumuzun yenilenmesine ve enfeksiyonlara karşı korunmasına çok önemli katkıları olduğunu belirten Dr. Yeşildal “Sürekli hareketsiz bir şekilde bilgisayar başında, televizyon karşısında vakit geçiren çocuklar açık havaya çıkmadıkları, temiz havadan oksijenden faydalanmadıkları ve hareketsiz kaldıkları için gribal enfeksiyonlara da daha açık hale geliyorlar. Üstelik hareketsiz yaşam tarzı obeziteye de davetiye çıkarıyor. Bu nedenle anne-babalara çok büyük görev düşüyor” diyor. Anne-babaların çocuklarını spora yönlendirmeleri, bilgisayar ve televizyon başında geçirdikleri süreyi onları bilinçlendirerek sınırlamaları ve ailece yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler gerçekleştirmeleri gerekiyor.