Ergenlik pek çok şekilde tanımlanmaktadır. Prof. François Ladame’e göre ergenlik üçlü bir sahiplenme çabasıdır.
- “Ergen, yeni bedenine sahip çıkmalıdır.
- Ergen, düşüncelerine sahip çıkmalıdır.
- Ergen, dürtüsel kapasitesini de sahiplenmelidir.
Ancak bu üçlü sahiplenme gerçekleştiğinde erişkin olur. ”
Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi yeterince zor bir uyum dönemdir ergenlik. Aslında düşünüldüğünde, sadece ergen için bir uyum döneminden söz etmek haksızlık olabilir. Ana-baba da değişen, gelişen, dönüşen çocuğuna uyum sağlamak, sınırlarını, kurallarını, iletişim biçimini ona göre yeniden yapılandırmak zorundadır.
- Duyguları hızlı iniş çıkış gösterir. Çabuk sevinir, çabuk üzülürler.
- İçe kapanma ve coşku arasında gidip gelirler.
- Çabuk öfkelenirler. Öfke patlamaları sık yaşanır.
- Düşüncesizce davranışlarda bulunabilirler.
- Kendisine tanınan hakları yetersiz bulurlar.
- Otoriteye karşı gelme, aynı zamanda bir güç gösterisidir.
- Güç savaşına girmekten çekinmezler.
- Zor beğenirler.
- Sırları ve sırdaşlıkları çok önemlidir.
- Kendisi başkalarına güvenmezken, kendisine güvenilmesini isterler.
- Hem özgür olmak, hem de yetişkinlerden anlayış, yardım ve yönlendirme isterler.
- Giyim, beğenilme, ait olma duygusunun somut örneğidir.
- Çoğu kez bakar görmez olabilirler.
- Çabuk kırılır, en ufak bir eleştiriyi kaldıramazlar.
- Okul sistemlerini değersiz bulabilirler.
- Okul onlar için giderek zorlaşır. Zayıf notu hiçbir zaman onlar almazlar, tam tersi öğretmen zayıf not verir.
- Sınırlandırılmaktan hoşlanmazlar ama sınırlandırılmaya da ihtiyaç duyarlar. Daha önce kendisine bağırmasından şikayet ettiği öğretmenin dersinden, dersi engellediği gerekçesi ile rehber öğretmenine yollanan kız ergenin cevabı buna iyi bir örnektir. Olay konuşulup neye ihtiyacı olduğu sorulduğunda “Öğretmen uyarıp bana bağırsaydı kendimi kontrol ederdim ve dersten çıkmak zorunda kalmazdım” dediğinde birkaç cümle önce yaptığı yorum hatırlatılınca durumu farketmiş, bu farkındalık kendisini daha iyi anlaması, davranışlarını kontrol etmesinde yardımcı olmuştur.
İçindekiler
Ergen olmak zordur ama daha da zor olanı bir ergenin ana-babası olmaktır.
Değişen , evin küçüğüne karşı, aynı hızda davranış geliştirme ana-baba için de kolay olmamaktadır. O artık bir çocuk değildir, ama yetişkin de değildir. “Artık büyüdün…….yı yapmak senin sorumluluğun” derken bazen de “Sen daha küçüksün buna izin veremem” dendiğinde ergenin de kafası karışmaktadır. Çok değişkenli bir durum olması, her ailenin kendi kabulleri içindeki farklılıklar, anne-baba arasında davranış uyumu (ya da uyumsuzluğu) , bu durumlarda yaşanan veya yaşanması olası durumları ortadan kaldırmak için bir reçete oluşturulamaması için yeterince uygun nedenler arasında sayılabilir.
Her iki tarafın o anki duyguları da bu duruma eşlik ettiğinde durum içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.
Ergenlik döneminin , bireysel farklılıklar gösterse de bir çok açıdan evrensel özellikler taşıdığı, hep çalkantılı geçen bir dönem olduğu görülmekte.
Bu dönemde arkadaşlık ilişkileri, aile ilişkileri ve akademik başarının önüne geçmiştir. Ergenlikte yakın arkadaşlıklar güven ve destek sunan bir kaynaktır. Kızlar daha çok en iyi bir ya da birkaç arkadaşla geliştirdikleri ilişkilerine erkeklere oranla daha fazla duygu yüklerler, sırdaş ilişkiler daha fazla önem kazanır. Yakın kişisel ilişkilerine grup arkadaşlıklarına olduğundan daha fazla değer verirler. Erkeklerden farklı olarak de grup bağlılığı hissetmez ya da genel grup kuralları ile kendilerini sınırlandırmazlar. Arkadaşlarından çok fazla sadakat beklerler.
Ergen erkeklerin yakın arkadaşları geniş sosyal çevre ya da grup ile ilintilidir. Dahil oldukları geniş gruplar içinde karmaşık bir örgütlenme ve genel kurallar ile bir arada bulunmayı tercih ederler. Grup kurallarına sadık kalmak ve uyumlu olmak yükümlülükleri vardır. İlişkileri büyük oranda ortak ilgi ve faaliyetlere dayalıdır.
Bu dönemde karşı cinsle ilişkilerin geliştiğini de unutmamak gerek.
Bütün bunlarla birlikte sınırlarını zorlayan ve özgürlük alanını genişletmeye çalışan ergenin karşısında ana-baba, yasak koyan, kısıtlayan bir konuma gelir ve çatışma ve sürtüşmeler başlar.
Anne-babadan yeterince destek görmeyen, ya da iyi bir iletişim kurulamayan ergen, akranlarına daha fazla yönelecektir.
Çocukluk döneminden itibaren kurulmuş olan doğru iletişim, ergenlik döneminde ana-babanın en iyi yardımcısıdır. Tabii ergenin de.
- Yargılamadan, eleştirmeden, sorgulamadan, kısaca iletişim engeli kullanmadan onları dinlemeli.
- Anlaşılmak ergen için çok önemlidir.
- Konulmuş olan kuralları çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına uygun hale dönüştürmeli.
- Üçüncü kişilerin yanında asla eleştirmemeye özen göstermeli.
- Verilen sözlerin tutulması, yapılan işbirliğine sadık kalınması bu dönemde daha da önemlidir. Bir kez güvenini kaybederseniz sizi sırlarından rahatça uzak tutacaktır.
- Kendilerine has bir adalet duyguları vardır. Adilseniz verilen cezaya karşı gelmezler.
- Ergenle güç yarışına girmemeli.
- Kendini gösterebilme fırsatları verilmeli.
- “Ben farklıyım” deme çabalarını anlamalı ve ona göre bir ara yol bulmaya çalışmalı.