Değerli Doktoramcam takipçileri,
Yine bir özel gün ile birlikteyiz. Bu defa konumuz tiyatro. Birçok şeyin özel günü olduğu gibi tiyatronun da var. İlk kez 1961 yılında kutlanmaya başlanan bu özel gün, ” Dünya Tiyatrolar Günü ” olarak adlandırılmıştır.
O zamandan bu yana her yıl 27 Mart günü kutlamalar sürdürülmektedir. Bu özel günde ülkemiz ve dünya tiyatroları bir çok yerde ücretsiz oyunlar sahneye koyarak bu etkinlikler ile halkı özendirip tiyatroyu sevdirmeyi amaçlamaktadırlar.
Evrensel ve en önemli görsel sahne sanatlarından biri olan tiyatro, yazarı, yönetmeni, oyuncusu, ışıkçısı, müzikçisi, dekorcusu, kostümcüsü ve daha bir çok emek vereni ile yani tam bir ekip çalışmasıyla ortaya koyulan ve son derece özveri gerektiren bir iştir hepimizin bildiği gibi.
İzleyicisiyle bir göz mesafesinde icra edilen bu güzel sanat dalı, izleyenlere de oyunculara da pek çok şey katmaktadır. Bu nedenle tiyatroya gereken önem verilmeli, özellikle çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren mümkün olduğunca sık çocuk oyunlarına götürerek onlara bu alışkanlığı kazandırmalıyız.
Başta profesyonel ya da amatör olarak bu işle ilgilenenlerin ve tüm tiyatro severlerin bu özel gününü kutlar, her geçen gün daha da ileri seviyelere taşınmasını gönülden dilerim. Yazımı sonlandırırken tiyatroyu bir şiirimle de taçlandırmak istedim. Hepinize sevgiler ve iyi okumalar.
Tiyatro
O çok hoş, çok büyüleyici bir sanat,
Daldan dala kondurur, açtırır kanat.
Görsel sanatların şahıdır tiyatro.
Gönül verenler oluşturur bir kadro.
Aşkla, tutkuyla sergilenir oyunlar.
İzleyicilere geçer tüm duygular.
Bazısı ağlatır, bazısı güldürür.
Ama hepsi de derinden düşündürür.
Seyirciyle karşılıklı, göz göze;
İletmek istenilen dökülür söze.
Şevk ile konuşturulur yetenek.
Aktarılır izleyene tüm emek.
Verilirken yerinde, ince mesajlar,
Ufuk açıp uyandırmayı amaçlar.
Sonrasında beklenir güç veren ışın.
Hak edilmiştir en büyüğü alkışın.
Oyuncunun baş gıdası verilmeli;
Artık o salon alkışla inlemeli
S. Canay GÖKER