Son zamanlarda danışmanlarımla yaptığım gerek yüz yüze gerek uzaktan görüşmelerde “Pandemide okula gönderelim mi, pandemide okul süreci nasıl olacak? ya da online sürecinde yaşanan sorunlar, okula geri dönüş ile birlikte yaşanan uyum sorunları” gibi çok fazla soru ile karşılaşıyorum. Ancak bu olayın bir de tıbbi boyutu olduğu için bu yazımda zaman zaman çocuk hekimi sevgili dostum Uzm. Dr. Anıl Yeşildal’ın fikirlerine de başvuracağım. Açıkçası bu yazının biraz sohbet tadında olmasını arzu ediyorum.
Pandemi ile ilgili annelere söyleyeceğim en önemli şey malesef belirsizlik. Şimdilik kısmen online, kısmen yüz yüze ders yapılıyor. İkinci bir dalga gelebilir mi, okullar durdurulabilir mi? onu da bilmiyoruz. Karşımızda tam bir muamma, sadece tek bildiğimiz var; Okullar kademeli olarak bazı sınıflar için belli günlerle başlatıldı.
İçindekiler
Uzun süre okuldan uzak kalmak davranış bozukluklarına dönüşüyor
Bana kalsa keşke hiç pandemi olmasa ve bütün çocuklarımız okula gitse çünkü hepsinde davranış bozukluğu başlıyor, sosyalliği çaldık ya… Online eğitim ile çocuk dersi öğreniyor fakat okula gitmek sadece akademik bilgi değil ki. Yani orada fiziksel gelişim var, merdiven iniyor, çıkıyor, kantine gidiyor, arkadaşı ile koşturuyor yani bir fiziksel gelişim var. İkincisi sosyallik var, üçüncüsü de ilişkilerin yönetimi var.
Online eğitimde ailelere öneriler
Sadece online eğitim olduğunda bile çocuklarda ciddi davranış problemleri başladı. Şimdi ben ailelere şu şekilde öneriyorum.
Öncelikle günlük bir program yapılmalı. Program yaşına göre çocukla birlikte de yapılabilir ve çocuğun masası, evin duvarı, odasının kapısı gibi birkaç yere bu program asılmalı.
Programın içeriğinde neler olmalı?
Hangi saatler online ders yapılacak, dinleyecek ama sonrasında ne yapacak? bunlar da mutlaka oraya yazılmalı. Mesela çocuk ders yaparken etrafında, masasında oyuncak olmamalı. Programda oyuncakların günü ve saati ayrı belirlenmeli. Hangi saatte derse girecekse hepsi ayarlanmalı.
Şimdi en önemlisini söyleyeceğim. Daha bunlar küçük çocuk, ilkokul 1-2 çocuğu ya da anaokulu çocuğu. Online dersin dışında mutlaka serbest oyun saati olmalı, çocuk istediği kadar oynayabilmeli ama tabii ki online dersten sonra ve ödevler bittikten sonra.
Bunun dışında mutlaka dışarıya, açık temiz havaya çıkması sağlanmalı. Eğer hava çok soğuk değilse, yağmur, çamur, kar yoksa her gün. Çünkü okula gitmedikleri ya da en çok haftada 2 gün gittikleri için eksik olan fiziksel aktiviteyi yerine koymamız gerekiyor. Fiziksel aktivite nedir? Yürümek, bisiklete binmek, scooter kullanmak, tırmanmak, kaymak gibi, her gün mümkünse okula gidiyormuş gibi, düzenli bir şekilde en azından bir bahçeye çıkma, yürüyüş, bisiklet gibi bir alanı da onların hayatına mutlaka koymalısınız.
Yüz yüze eğitime geri dönüşte ayrılık kaygısı olabilir
Okullar tekrar açıldığında ayrılık kaygısı olursa eğer anne-babalar buna hazırlıklı olmalı. Çünkü çok uzun süre evde kaldılar, bize de çok yapıştılar, biz de onlara çok alıştık. Hazırlıklı olun ve aşağıda detaylarını anlattığım diğer makalelerimdeki aşamalardan geçerek mutlaka okula gönderin.
Çocuğum Okula Alışmakta Zorlanıyor
Okul Korkusu Olan Çocuğa Yaklaşım
Okula geri dönüşte öneriler
Yüz yüze eğitime gidecek çocuklarla ilgili önceden aile olarak çok abartsınlar; “Ne şanslısın bak okul açılıyor, öğretmen sizi çok özlemiş” yani çok abartın. Hatta parti yapın o gün okula gittin, geldin minik böyle kutlamalar yapın. Herkes sizi özledi, ne şanslısınız… gibi çok abartıyor olmamız gerekiyor. Online sırasında, okula gitmeyince ekrana çok alıştılar ya evde kaldıkları sürede, lütfen okul zamanı başlayınca ödül olarak ekran kullanılmayın. Bunun adı cep telefonu, tablet, bilgisayar, her şey olabilir ama lütfen ödül olarak kullanılmasın. Okul 5 gün değil sonuçta, online derslere girerken de zaten belli bir süresi mutlaka ekran karşısında geçecek.
Uzaktan eğitimde obezite de ciddi bir sorun haline gelebilir
Çoğunda malesef bu sorun var artık. Geçen gün bana 9 yaşında bir çocuk getirdiler. Okula gitmek istemiyor çok yeni gördüm hem de okul değiştirecek. Bana diyor ki; Daha hiç çocuk o okula gitmemiş, görmemiş.
“Biliyorum oradaki çocuklar beni sevmeyecek, bana şişko diyecekler, dobiş diyecekler”
“Nereden biliyorsun diyorum, daha ne okulu gördün, ne yeni arkadaşlarını gördün.” ama diyor:
“Pandemide çok evde kaldım ya, o yüzden kilom arttı” diyor.
Sonuç olarak hareketsizlik bu dönemde Obezite ihtimalini de çok arttırdı, bu nedenle dışarı aktiviteleri çok önemli.
Hastalık korkusu nedeniyle yüz yüze eğitime göndermesek?
Yani şöyle bir şey; Bütün Avrupa ülkeleri, Kanada ve Amerika Ağustos ortasından beri okullarını açtılar. Ben de oralarda yaşayan Türk annelerle online seans yapıyorum. Bizim Türk anneler de okula gönderiyor. Mahsus abartıyorum, diyorum ki; “Niçin gönderiyorsunuz? ” Hele Amerika’da bir anneye öyle dedim, nöroloji doktoru bir Türk anneydi, 18 aylık kızı var, evde bakıcısı var, kreşe başlatmış. Abarttım dedim ki; “Nasıl gönderirsin? Amerika’da en fazla vaka var, ölüm var. ”
Dedi ki; COVID testi pozitif çıkan bir çocuk olursa 14 gün karantina, 15. gün okul. O kadar sakin gönderiyorlar ki onlar ama biz çok koruyucuyuz. ya, kendi korkularımızı çocuklarımıza geçiriyoruz ya, gitmesin diye. Çocuğun yanında da farkında olmadan çok olumsuz konuşuyoruz. Bence bütün Avrupa ülkeleri gönderiyorsa zaten önlem alıyor okullar. Yani biz öğretmeliyiz çocuklarımıza maske, elleri yıkama ve belirli bir mesafede durmayı ama bence çocuklarımızı göndermemiz gerekiyor. Onun dışında Siz Anıl Bey sizin de fikrinizi çok merak ediyorum ben, siz ne diyorsunuz?
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
Geçenlerde bir yayına rastladım ve yaklaşık bu Mart 15 ile Mayıs 15 arası 3 aylık dönemde Amerika, Avrupa’nın lokomotif ülkeleri işte Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya gibi ve bir de Kore… Yaklaşık 137 milyon çocuk takip edilmiş ve hangi nedenlerle çocuklarda ölüm oluyor? buna bakılmış. Kaza nedeniyle ölüm ihtimali yüz binde 9.9, Koronavirüs nedeniyle ölüm ihtimali yüzde 0.03 yani 10 milyonda 3. Dolayısıyla bir çocuğun kaza nedeniyle Allah korusun ölme ihtimali, koronavirüsten 25 kat fazla. Yani eğer bir anne Koronavirüs nedeniyle çocuğunu okula göndermeye endişe ediyorsa, O zaman o çocuğun annenin yanından 1 m öteye bile gitmemesi lazım çünkü 25 kat daha yüksek olasılıkla bu çocuk okulda düşebilir, başını vurabilir, beyin kanaması olabilir ve Allah korusun ölebilir.
İnflunzaya bağlı ölüm koronavirüsten 2,5 kat fazla
Yine Koronavirüs dışı alt solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ölüm ihtimali, herhangi bir Pnömoni nedeniyle ölüm ihtimali 7 kat fazla, daha da ilginci her yıl sürekli yüz yüze bulunduğumuz İnfluenza nedeniyle ölüm ihtimali yine Koronavirüsten 2,5 kat fazla. Yani dolayısıyla hiç korkmadan güvenle çocuklarını okula gönderebilirler.
Eğer kronik hastalıkları varsa, yaşlı bireylerle bu çocuklar bir araya geliyorsa, o zaman onları çocuklarından korusunlar. Eğer çocuğun kalp, böbrek, immün yetmezlik v.s gibi kronik bir hastalığı yoksa, çocukları açısından bir risk yok aslında öncelikle onu söylemek istiyorum, çocukları güvenle okula gönderebilirler.
AVM’ler ve toplu taşıma araçları okullardan daha riskli
Gittikleri AVM veya bindikleri toplu taşıma araçlarının, bulaşma açısından, bundan çok daha riskli olduğuna emin olsunlar. Dediğimiz gibi genel kurallar; Hijyen kurallarına, el yıkama, maske ve sosyal mesafeye de dikkat etsinler. Bu da yine çocukları korumak adına değil, çocuklara bulaşır da başka birine zarar verir endişesiyle, ateşli dönemlerde, soğuk algınlığı belirtileri olduğu dönemlerde, şikayetlerin uzayıp uzamadığını tespit etmek açısından 3-4 gün evde geçirilir. Şikayetler uzuyorsa Koronavirüs testi yapılır. Ondan sonra da sonuca göre bir önlem alınır ama çocukları açısından gerçekten korkmamaları gerekiyor.
Ve bu çalışmadaki bir veri de şu:
137 milyon çocuktan 44000’inde sadece Koronavirüsü pozitif bulunmuş, bulaşma ihtimali de çocuklarda biraz daha az ve bu 44000 çocuktan sadece 44 tanesi hayatını kaybetmiş ne yazık ki. Tabii ki bu bir şanssızlık, her zaman başımıza kötü şeyler gelebilir, sokağa çıkınca da başımıza bir şey düşüp ölebiliriz. O zaman hiçbir şey yapmamamız gerekiyor. Çocuklardaki ölüm oranı binde 1 civarında ve bu çocukların, 44 çocuğun da büyük bir çoğunluğu ya Kemoterapi hastası veya İmmün yetmezliği var ya da böbrek yetmezliği var yani sonuç olarak kronik hastalıkları olan çocuklar.
Sınırlarını net çizersek….
Sağlıklı bir çocuğun koronavirüsten dolayı başına bir şey gelme ihtimali çok çok çok çok düşük
Uzm. Ped. Emine Eraslan
Anıl Bey çocuk doktorlarının bir kısmı kesinlikle okula göndermeyin diyorlar. Sizin fikrinizi çok merak ediyordum, benim gibi düşündüğünüz için çok teşekkür ediyorum. Beni rahatlattınız. Bir kısım çocuk doktoru çok karşılar ve aileleri çok korkutuyorlar.
Hakikaten ben de şimdi rahatladım. Benim gibi düşünen bayağı çocuk doktoru var biliyorum. Evet ben çocukların okula gitmesinden yanayım, evde kaldıklarında sosyal gelişim, dil gelişimi, ince motor geri kalıyor. Hadi geri kaldı önemli değil. Tabii ki sağlık çok önemli ama sonra davranış bozukluğu başlıyor ve onları sonrasında çok zor telafi edeceğiz. Yani böyle nefesimi tuttum sizi dinledim. Eyvah siz de gitmesinler mi diyeceksiniz. Çünkü bir kısım çocuk doktoru çok karşılar.
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
Bu riskleri kabul edebilecek bir tıbbi risk yok. En azından onu söyleyeyim. Ben bugün okul açılsa hiç hiç, en ufak bir endişe duymadan çocuğumu okula gönderirim. Tabii kendi çocuğum adına söylüyorum, tabii ki kimseye böyle bir baskı yapamayız. Sonuç olarak herkes kendisi buna bir karar verecek, etrafından araştırdığı bilgiler dahilinde. Ama medyanın yarattığı o korku imparatorluğu ile karar vermesinler diye düşünüyorum. Ve şu anda bence Türkiye’de ve birçok Avrupa ülkesinde de aynı şekilde. Zaten olabilecek maksimum bulaşma seviyesindeyiz. Hani okulların açılmasının vaka sayısında ekstra bir artış yapacağını sanmıyorum.
Çünkü bu çocuklar parklarda alt alta, üst üste oynuyor. Anneleri ile babalarıyla AVM’ye gidiyorlar, restoranlara gidiyorlar, kafelere gidiyorlar. O anne babalar işe gidiyor, arabası yoksa bir toplu taşıma ile gidiyor. Ben geçen gün arabam bozuktu toplu taşıma kullandım, nasıl kalabalık anlatamam ben size. Mart’ta bir koltuk boş, bir koltuk doluydu, şimdi ne değişti de, her şey normal gibi davranıyoruz. Dolayısıyla bence bundan daha fazla artamaz. Bir an önce okullar resmen açılmalı.