Tarihsel bir hastalık olduğu düşünülen tüberküloz tıptaki ilerlemelere karşın halen bir sorun olmaya devam etmektedir. Tüberküloz bölgesel bir hastalık değil evrensel bir hastalıktır. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaygın olarak bulunmaktadır.
Dünya sağlık örgütü 2015 verilerine göre 10.4 milyon insan tüberküloz basılı ile enfektedir. Ve yılda 1.8 milyon insan hastalıktan kaybedilmektedir. Tüberkülozlu çocuk sayısının 1 milyon olduğu belirtilmekte ve 2017 yılında 239.000 çocuğun bu nedenle öldüğü bildirilmektedir. Ülkemizde 100 tüberküloz hastasının 9’ u çocuk hastalar oluşturmaktadır. Çocuk ölümlerinde 8. Sırada yer alan bu hastalık her geçen gün yeni vakaların tanımlanması ile birlikte artış göstermektedir. Diğer bir sorun göçmenlerde verem sıklığının artış göstermesidir. Ülkemizde çocuk bakıcılarının çoğunun yabancı uyruklu oluşu ve sağlık durumlarının belirsizliği enfeksiyon artıran bir neden olarak görülmektedir.
2006 yılından günümüze kadar çocuk tüberkülozu vakalarında artış olduğuna dikkat çekilmektedir. 2025 yılında tüberkülozdan ölümün olmayacağı bir Dünya sloganına ulaşılmayacağı aşikardır. Çocuk tüberkülozu neden kontrol altına alınamıyor sorusu gündemden düşmemektedir.
Çocukluk çağı tüberkülozda esas kaynak erişkinlerdir. Hastalık enfekte erişkinlerden çocuklara bulaşmakta ve hastanın yaşı ne kadar küçükse hastalığın yaygınlaşma olasılığı o kadar yüksektir. Bulaşma tüberkülozlu erişkinin öksürük, hapşırık ve konuşması ile havaya yayılan mikropların çocuğun akciğerine ulaşması ile oluşur. Yaş küçüldükçe belirtileri tanımlamak güçleşir. Tüberkülozda tanı klinik belirtilerle düşünülmekte ve laboratuvar incelemeleri ile desteklenmektedir. Çocukluk çağı tüberkülozu erişkinlerden farklıdır. Çocuklar da klinik belirtilerin özgül olmayışı tanının konmasında güçlük yaratmaktadır. Laboratuvar yöntemlerinin zorluğu klinik olarak şüphelenen vakalarda sorun yaratmakta ve hekim tanısal sıkıntıya girmektedir. Erişkinlere kıyasla tüberküloz tanısında kullanılan testler çocuklarda yetersiz kalmaktadır. Çocuklarda basil sayısının az olması bakterinin üremesi zorlaşmaktadır. Çocukluk çağı tüberkülozunda kan testlerinin değeri tartışmalıdır. Özetle klinik bulguların belirsizliği laboratuvar bulgularının olmayışı çocuklarda tüberküloz tanısında gecikmeye neden olmaktadır.
İçindekiler
Kimlerin türberküloz (verem) hastalığına yakalanma riski daha yüksektir?
Bağışıklık sistemi bozuk olan çocukların tüberkülozla karşılaşma durumunda olay daha komplike bir hal almaktadır.
- AIDS anne çocukları
- Transplasyon hastalıkları
- Hemodializ hastalıkları
- Kanserli çocukların tüberküloza yakalanma riski yüksektir.
Çocukluk çağındaki tüberküloz vakaları;
- 5 yaşından küçük çocuklar
- 10 yaşından büyük ergenlerde sıklıkla görülmektedir.
Tüberkülozdan korunma amacıyla yapılan verem (BCG) aşısının koruyuculuk oranı düşüktür. Ülkemizde 2 aylık bebeklere uygulanan bu aşının koruyuculuğu %50 oranındadır. Verem aşısı uygulanan çocuklar tüberkülozun ciddi formlarına karşı korunabilirlerse de aşı tüberküloz mikrobuyla karşılaşan çocuğu akciğer tüberkülozu ve diğer formlarından korumada etkili olmamaktadır. Çocuklarda en sık görülen akciğer tüberkülozudur.
Başlıca belirtileri ve bulguları;
- Öksürük
- Ateş
- Halsizlik , İsteksizlik
- İştahsızlık
- Kilo kaybı
- Gece terlemesi
Çocuklarda iki veya üç haftadan uzun süren öksürük ve akşama doğru yükselten ateş vardır. Genellikle kuru öksürük şeklindedir. Bazen balgam çıkarma görülebilir. Akciğer dışı yerleşen tüberküloz yerleştiği organa göre belirti ve bulgu verir . Çocuklarda klinik belirtilerin özgün olmaması çoğu kez yanılgıya neden olur ve tanı gecikebilir.
Laboratuvar incelemelerini yorumlamak zordur
- Cilt testi (PPD ,TST)
- Kan testi
- Akciğer grafisi
- Basilin görülmesi ve üretilmesi önemlidir.
Cilt testi pozitif olması hastada tüberkülozu düşündürebilir. Çocuğun verem mikrobu ile karşılaştığını gösterir. Hastada tüberküloz varlığı akciğer grafisi ile desteklenirse de kesin tanı tüberküloz bakterisinin gösterilmesi ve üretilmesi ile konulur. Son yıllarda uygulamaya giren kan testlerinin 5 yaşından küçük çocuklarda değeri tartışmalıdır. Çocuğun tüberkülozlu bir hasta ile temas öyküsü dikkatle sorgulanmalıdır. Tüberkülozla temastan sonra hastalığın gelişme riski ilk 6 ayda yüksektir ve 2 yıla kadar bu süreç devam etmektedir.
Tedavi
Tanı konulan vakalarda anti –tüberküloz tedavisi başlanır. Tüberküloz karşı kullanılan antibiotikler 2 veya 4 ‘lü kombinasyon şeklinde uygulanır. Tedavi süresi 6-9 aydır. İlaçlara dirençli vakalarda süre 18-24 aya kadar uzatılabilir.
Aşağıdaki videolarda Prof. Dr. Mustafa Bakır, “Verem (Tüberküloz) Hastalığı” hakkında bilgiler veriyor.