İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli sağlık sorunlarının başında obezite geliyor ve sadece kendisi sorun olmakla kalmıyor, beraberinde birçok hastalığı da getiriyor. İşin en kötü yanı ise bu durumun çocukları ve gençleri daha çok etkiliyor olması. “Obezite nedir?” diye sorulduğunda hemen şu yanıt verilebilir: 2000 yılında dünya sağlık örgütünün yaptığı tanıma göre vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunudur.
İçindekiler
Hatalı aile tutumları obeziteyi tetikliyor
Düşük oranda hormonal bozukluğa bağlı kilo alımı görülse de genelde çocuklarda büyük oranda yeme davranışı bozukluğuna bağlı kilo alımı görülmektedir. Son dönemde kilo alımı olan çocuklarda kolesterol yüksekliği tespit edilmeye başlandı. Çocuklarda artık fazla kiloya bağlı karaciğer yağlanması tanılar arasına girmeye başladı ki bu çocuklarda asla olmayan bir şeydi.
Farklılaşan yaşam alışkanlıkları ve hatalı aile tutumları çocuklarda obezite artış sorunun nedenleri arasında yer alıyor. Okul öncesi dönemdeki çocukların beslenmesi, aile bireylerinin beslenme alışkanlıklarının bir yansımasıdır. Genelde bu yaş grubunun kilo alım sorununu ailesel beslenme alışkanlıklarının etkilediği görülmektedir.
Çocuk aile büyüklerini her zaman rol model alır. Çocuğa yemek yedirirken anne, bakıcı ve/veya aile büyüğü çocuk doydum dediği halde hadi bir kaşık daha diyorsa sorun oluşuyor demektir. Bir çocuk hiç bir zaman kendi doyduğu noktaya karar veremiyorsa, ileride aynı zamanda öz güven eksiği olan obez bir bireyin temeli de atılmış demektir. Çocuk doymamış ve yemek yerken sıkılmış da ya da yememe eğilimine girmiş olabilir. Bu durumlarda çözüm gibi görünen bazı uygulamalar örneğin çocukların ilgisini çeken renkli görüntülerin bol olduğu televizyon izlerken yemek yedirmek ve ağzına tıkıştırmak çocuğun ne ve ne kadar yediğini anlamasını engellemektedir. Bazen büyüklere göre daha yavaş yiyen çocuğun bir an önce yiyip kalkması için seçilen bu yol nedeniyle çocuk da yemek mekânı olarak televizyon karşını seçiyor çoğu zaman. Televizyon ve reklamlar zamanla abur cubur ağırlıklı beslenme alışkanlığının kazanılması ve pekişmesine destek olmaktadır. Çocuk boş enerji kaynaklarından sağlıksız beslenerek kilo alma sorunu yaşamaktadır.
Şu örnek konuyu ışık tutması açısından önemli
Çocuk her gün gerekmediği durumlarda bir kutu meyve suyu içiyorsa (genelde meyvenin kendisini tavsiye ederiz ama meyveye kolay ulaşılmadığında tercih edilebilir)
- 100 kalori
- Ayda 2000 kalori
- Sekiz ayda 16 000 kalori
- 2.300g ağırlık kazancı anlamına gelmektedir.
Kilo aldıkça her insanın hareket etmesi daha zorlaşır ve hareketsizlikle birlikte yakım (enerji harcama) azalır ve kilo alma hızı da artar. Çocukluk döneminde kilo aldıkça yağ hücresi sayısı artar. Erişkin dönemde ise yağ hücreleri, kilo aldıkça büyüme ve kilo verdikçe küçülme yeteneği kazanır. Yani özetle söylersek çocukluk döneminde ileriki yaşları kaderi de çizilmiş olur.
Çocukluğunda çok zayıf olanların anne kaygısı ile kilo aldırılmaya uğraşılması ise ileride obez bireyler olarak karşımıza gelme olasılıklarını artırıyor.
Aşağıdaki videolarda Uzm. Dyt. Fatmagül Yılmaz Öztürk “Çocuklarda Obezite ve Tedavisi” hakkında önemli bilgiler veriyor.
Aileye büyük görev düşüyor
Sebze pek tüketilmeyen evde çocuğun da sebze sevmesini beklemek pek mümkün değildir. Yenmemesi gereken gıdayı eve sokmamaya ve yenilmesi gerekenleri evde bulundurmaya özen gösterilmelidir. Aileye büyük bir görev düşmektedir: Çocuğun tüketmemesi gereken gıdayı evde bulundurmamak gibi. . . Bazen ailelerden şöyle bir tepki geliyor; biz alıyoruz ama o yemesin. Bu çocuğu mutsuz ediyor, kendini dışlanmış hissedip daha çok yemeğe saldırıyor. Beslenmenin hem fizyolojik, hem psikolojik hem de sosyolojik bir durum olduğu unutulmamalıdır.
Bilgisayar ve televizyon karşısında çok vakit geçirmek hareketsiz bir yaşamı ve dolayısıyla kilo alma seyrini artırır. Ailece birlikte sedece yemek ve sohbetin olduğu öğünlerle bu sorun bir ölçüde dengelenebilir. Abur-cubur tarzı besinleri mümkün olduğunca hayatlarından çıkartıp boş enerji almalarını engellemek bile kilo vermelerine yardımcı bir süreçtir. Sevdikleri bir spor alanına yönlendirme yapılabilir.
Doygunluğun sağlanması için günlük diyetin posa içeriği artırılabilir, örneğin öğüne salata eklemek gibi. Bu arada boy da uzayacağından sadece kilo alımı dursa bile bir süre sonra fazlalığı azalacaktır. Büyüme ve gelişmeyi hesap ederek bir enerji ihtiyacı belirlenir. Hedefler koyup bunların başarılması için uğraşılabilir. Su içimine dikkat edilmelidir. Abur- cubur gibi besinler yerine daha sağlıklı atıştırmalıklar konabilir. Bu liste uzar gider. Beslenme sorunu olup da karşıma gelen çocuklarda ayarladığımız programın aksama nedeni genelde aile büyükleri oluyor. Babaanne, dede, amca vb. çocuk için iyi bir şey yaptıklarını düşünürken, çocuklar daha büyük sorunlarla karşımıza geliyorlar. Çocuğa çikolata, hamur işi, fast- food getirmek veya tüm ailenin bir araya geldiği bir yemek organizasyonunda bugünlük yesin canım ne olacak ki gibi tutumlara girmek gibi…
Yemek ödül ya da ceza olarak kullanılmamalıdır
Çocukların hayatında yemekle ilgili ödül veya ceza algısı yaratılmamalıdır. Çocuğunuz yemeğini yediğinde onu abur- cubur tarzı dediğimiz şeylerle ödüllendirmeyeniz. Bunlar ona boş enerji verecektir. Çocuğunuz kilolu ise bu dönemde abur cuburu keserek kilo alımını durdurmak (sağlıklı beslenmeyle!) bile önemli bir başarıdır. Çünkü büyüme ve gelişme sürecinde oldukları için boyları uzadıkça kilo dengesi de sağlanacaktır.
Çocuğunuz için doğru menüler belirleyin Yapılan bilimsel araştırmalara göre bir insanın 50’ye yakın besin öğesine ihtiyacı var. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da fazla alındığında büyüme ve gelişim engellendiği gibi sağlık da bozuluyor. Yeterli ve dengeli beslenme için dört yapraklı yonca metodu önerilir. Bu her yaş için geçerli bir modeldir.
Et, yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar
Bu gruptaki besinler diğer gruptakilerden daha fazla protein içerir. Ayrıca demir, çinko, fosfor, magnezyum ve B vitaminleri açısından da zengin.
Süt ve türevleri
Günlük alınması gereken miktar çocuklarda 3-4 porsiyon civarındadır. Her gün iki su bardağı süt ya da yoğurt sabahları da bir parça peynir ihtiyacı karşılar.
Sebze ve meyveler
Günde en az 3-4 porsiyon tüketilmesi gerekir. Büyük meyvelerin (portakal, elma, armut, muz gibi) orta boy büyüklüğünde bir tanesi, çilek, kiraz gibi meyvelerde yarım su bardağı, kayısı, erik gibi meyvelerin ise üç adedi bir porsiyon sayılıyor. Yeşil sebzelerin 200 gr kıyılınca yaklaşık iki- üç su bardağı, domates ve patatesin orta boy büyüklüğünde bir tanesi, patlıcan, kabak ve havucun bir küçük boyu birer porsiyondur. Günde en az 2 adet meyve, birer porsiyon salata ve sebze yemeği yenmesi gerekir.
Tahıllar
Karbonhidrat açısından zengin olan bazı vitamin ve mineralleri de içeren bu gruptaki besinler (buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan ekmek, makarna, bulgur, şehriye. . . ) günlük enerjinin esas kaynağını oluşturlar. Bu grup B vitaminleri ve enerji sağlıyor. Kişiler aktivite ve ağırlık durumlarına göre bu gruptan tüketmelidirler. 4- 5 porsiyon çocuklarda yeterli düzey olabilir.
Yoncanın her yaprağından her öğünde bulundurmaya çalışmak çocuğunuzu sağlıklı beslemenize yardımcı olacaktır. Bunu yaparken besinler kendi içlerinde çok renklilik gösterirler, her seferinde farklı bir renk tercih etmek beslenme yelpazemizi daha geniş ve sağlıklı tutacaktır.
Ergenlikte de büyük tehlike
Obezite ergenlikte de büyük tehlike! Çocuklarda ergenlik dönemine gelindiğinde büyüme ve gelişme hızları farklılaşır. Bu dönem kızlarda 11–12 yaşlarında, erkeklerde 11- 14 yaşlarında başlar. Gelişimin iyi olması için beslenme düzeyinin iyi olmasına özen göstermek ve spor yapmak güçlü bir kemik yapısına sahip olmayı da sağlar. Ergen, aileden bağımsız olarak daha çok dışarıda vakit geçirmekte ve beslenme şekli de daha çok ayaküstü beslenme tabir ettiğimiz fast -food beslenmedir. Bunun beraberinde kilo sorunları, kolesterol düzeyinde artışlar oluşmakta ve bunların sonucu olarak günümüzde artık bu yaş grubunda bile kalp hastalıklarına rastlanmaktadır.
Ergenlik döneminde enerji ihtiyacı
Büyüme ve gelişme hızındaki artış nedeni ile bu dönemde daha fazla enerjiye ihtiyaç duyulur ki bunu da daha çok mevsimine uygun sebze ve meyvelerden karşılamak daha sağlıklıdır. Genç kızların adet görme sürecinin başlaması ile birlikte eskiye oranla günlük demir mineraline olan ihtiyaç artar. Demir ihtiyacı açısından organ etleri, kırmızı et, yumurta, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler sayılabilir. Demirin emilimini artırmak için bu besinler alınırken yanında mutlaka C vitamini içeren yeşil salata, domates, yeşilbiber vb. besinleri tüketmek daha faydalı olacaktır.
Büyüdüğünü ispatlamak için evde kahvaltı çoğu zaman reddedilir. Bazen genç kızlarımız bir öğün atlamanın kilo vermelerine etki edeceğini düşünerek de bu eylemi gerçekleştirebilmekteler. Oysa bu onların daha çok kilo alma risklerini artırır. Bu dönem çocuklarda kilo problemi varsa yine katı bir diyetle değil sağlıklı beslenmeyi öğreterek kilo alımım durdurmak ilk hedeftir. Bu arada boy uzayacağı için günlük tabirle kilo boya gider. Diyette hiçbir zaman günlük 1200 kalorinin altına kesinlikle inilmemelidir. Aksi takdirde büyüme ve gelişmede duraksama ve sağlık sorunları ortaya çıkabileceği gibi, düşük kalori aldığında yağ yerine kas kaybı oluşacak, metabolizma bozulacak ve verilen kilo korunamayıp geri alındığında bir süre sonra tekrar diyete başlanmak istediğinde metabolizmayı toparlamak sorun olacaktır.
Sağlıklı beslenme önerileri
Kahvaltı etme alışkanlığını mutlaka kazandırınız. Kahvaltı ağırlıklı bir öğün olabilir. Su içme alışkanlığını kazandırınız. Kolalı içecekler, meşrubat, hazır meyve sularından uzak tutunuz. Çok iyi çiğnemeyi öğretiniz. Çocuğunuzun duyularına dikkat edin doydum diyorsa yemesi için zorlamayın. Gelişme çağında boş verin yesin diye düşünmeyin, kilolu olması sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Her hangi bir spor dalına yönelmesini destekleyin; bu gelişimini olumlu etkiler. Televizyon ya da bilgisayar karşısında yemek yemesine izin vermeyiniz. Öğle yemeklerini düzenli yemesi için okul yemeğine yazdırın ve bu yemeklerde okul idaresine önerilerde bulunun, hatta diyetisyen gözetiminde bir yemekhane isteyebilirsiniz. Çocuğunuza belli alışkanlıklar kazandırırken bunu yasaklarla yapmayın nedenlerini onlarla paylaşın. Tabağında kalan yemeği bitirmesi için baskı yapmayın, bir sonraki sefer daha az almasını sağlayın ya da önce daha önce tabağında kalan besini bitirterek başlayınız. Aralarda meyve tüketmelerini destekleyin. Hangi yaş döneminde olursa olsun yemeği ödül ya da ceza olarak göstermeyiniz.