ÇOCUK GELİNLER
Cehaletle perdelendi gözler, kalpler.
Çocuk gelinlerle doldu köyler, kentler.
İncindi o körpecik ruhlar, yürekler.
Vicdanlar sızlamaz mı bu sübyanlara?
İnsaf edip acınmaz mı hiç onlara?
Tamamlanamadan henüz ergenliği,
Düşünülmeden başa neler geldiği,
Reva mıdır giydirmek o gelinliği?
Çocuk yaşta bu masum yavrucaklara;
Koşup oynamak yakışırken onlara…
Tartışılır, duvak mı, gelinlik midir?
Üç beş metre kesilmiş kefenlik midir?
Yaşıyorken mezara gömülmek midir?
Ölüm fermanı mı bu, kuzucuklara?
Yoksa cehennem yangını mı onlara?
Taç mıdır, cendere mi başa taktığı?
Kına mı, kor ateş mi ele yaktığı?
Halay mı, işkence mi çektiği?
Sormak gerek bunu o küçük kızlara,
Cevap hakkı tanınmalıdır onlara.
Çaresizce kıvranır, boynu bükülür:
Karalar bağlayıp içlenir, üzülür.
Gözyaşları yüreciğine süzülür.
Kahreder bu kaderi yaşatanlara.
İçinde öfke biriktirir onlara.
Böyle bir eylem eş değerdir vahşetle.
Vebali ödenmez duayla, secdeyle.
Bin tövbe yetmez, af kolay değil öyle.
Anlatmalı bunu, ana-babalara;
Anlamazsa, hesap sormalı onlara.
Çözümün vardır bir tek yolu, şaşmayan.
Kat edilirse bu yol, kalmaz aşmayan.
Ulaşır tüm doğrulara araştıran.
O zaman, farklı davranır çocuklara.
Bir daha asla yanlış yapmaz onlara.
S. Canay GÖKER