Sevgili okurlar her gün gazetelerde herhangi bir ilacın, X….. bir hastalığa neden olduğu haberlerini okuruz. İlaçların çeşitli yan etkileri nedeniyle dünyanın bazı ülkelerinde yasaklandığına dair haberler duyarız.
Geçenlerde de gazeteleri karıştırırken bir habere rastladım, tabii bu haber birçok internet haber sitesinde ve gazetelerde de aynen kopyalandı. Malumunuz kötü haber çabuk yayılır. “Calpol kullanımı astım sıklığını arttırıyor” haberi aynen aşağıya kopyalıyorum.
İspanyada’ki Coruna Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada, en sık kullanılan öksürük şuruplarından Calpol’ü ayda sadece 1 kere tüketen çocuklarda astım riskinin 5 kat arttığı ortaya çıktı.
Paracetamol Etkisi
İlk altı ayda dünyadaki bebeklerin yüzde 84’üne verilen Calpol’ü senede bir kere kullanmanın bile astım riskini yüzde 70 artırdığı belirlendi. Araştırma için 20 bin çocuğun sağlık verileri incelendi. Ayda en az 1 kere şurup içen küçük çocuklarda astım riskinin 5.4 kat daha yüksek olduğu görüldü. 12 ay içinde şurup içen 13-14 yaş grubunda ise astım riskinin yüzde 40 daha yüksek olduğu belirlendi. Şurubu 1 yaşından önce içenlerde de astım riski yüzde 60 daha yüksekti. Araştırmacılar Calpol’ün içindeki parasetamol maddesinin akciğerler ve kanda bulunan glutathione isimli kimyasalın miktarını azaltarak akciğer dokularında hasara neden olabileceğine ve astıma yol açabileceğine inanıyor.
Amacımız Calpol’ü veya herhangi bir ilacı korumak, aklamak falan değil. Çünkü bu zaten bilinen bir gerçek. Ancak haberdeki sıklıklar, süreler, miktarlar tamamen uydurmaca. Üstüne üstlük Coruna Üniversitesinden son 8 yılda astımla ilgili 3 çalışma çıkmış. Bunların hiçbiri de Calpol ile ilgili değil, en azından tıbbi indekste yok.
Geçenlerde bir blogda okudum “parasetamol kullanalım ama Calpol asla”, etiketinde bir sürü madde yazıyormuş. Efendim bir tanesi dikkat eksikliği yapıyormuş, diğeri bulantı yapıyormuş, içindeki boya şuna sebep oluyormuş, daha neler. Evet doğrudur da acaba yediğimiz tavuklar nasıl yetiştiriliyor. Yediğimiz meyve ve sebzeler hangi koşullarda üretiliyor. Çocuğunuzu Mc Donalds veya Burger King’e götürdüğünüz zaman nelere maruz kalıyor, bakkaldan çocuğunuz isteyince satın aldığınız cipslerin,çerezlerin, sakızların, şekerlerin, meyve sularının içinde neler var, nasıl böyle rengarenk ve mis gibi kokuyor hiç düşündsünüz mü?
Bunları araştırmayız, avuç avuç çouklarımıza yediririz, hiç düşünemden litrelerce içiririz sonra kırk yılda bir, hasta olunca verdiğiniz ilacın içindeki birkaç mg madde üzerine ciddi araştırmalara girişip yazıp çizeriz.
Aşağıdaki videoda Prof. Dr. Mustafa Bakır “Astımlı Çocukların Ailelerine Önerilerde” bulunuyor
Tıbbi koordinatörümüz Uzm.Dr. Anıl Yeşildal’a konu hakkında fikirlerini sorduğumda bana şunları aktardı:
Ben mümkün olduğunca az ilaç kullanma taraftarı olan, çoğu zaman antibiyotik yazmayan bir çocuk hekimiyim, bazı anne-babalar bu durumdan hoşlanmasa da, bana gelen hastalar özellikle bu nedenle beni tercih ederler.
Ateş, vücudun enfeksiyonlara savaşmaya gücü olduğunun bir kanıtıdır, çok yüksek olmadığı sürece, ateşi ilaçla düşürmeyelim, ılık uygulama yapalım, ateş yokken ateş düşürücü vermeyelim, ne yazık ki birçok kurumda yapılan hatalı bir uygulama, aşı yapıldığı gün koruyucu olarak ateş düşürücü vermek, çok gereksiz.
Hastalarıma hep şunu söylerim, öksürük akciğerlerden enfeksiyonları ve mikrop zehirleri toksinleri atmak için doğal bir reflekstir öksürüğü kesmek doğru değil.
Bir çocuğun 6 ay ile 5 yaş arasında havale geçirme ihtimali %3-5’tir, bu çocukların yarısında havale bir daha tekrarlamaz, ateşli havale geçiren çocukların beyninde bir hasar oluşması ihtimali binde bir bile değildir. Bu kadar nadir görülen ve de ciddi sorun yaratmayan bir konu için neden bu kadar endişeleniyoruz, neden bu kadar ilaç kullanıyoruz?
Pubmed biz doktorların çok sık kullandığı, tıbbi bilimsel araştırmaların, dünya çapında yayınlandığı bir web sitesidir. Bu sitenin arama bölümüne “Coruna üniversitesi” ve “astım” anahtar kelimelerini İngilizce yazdığınız zaman, son 8 yıl içinde sadece 3 tane çalışma çıkıyor ve bu çalışmaların hiçbiri parasetemol ile ilgili değil.
Diyelim ki böyle bir çalışma yapıldı fakat henüz yayınlanmadı, ya da indexe girecek kadar değerli bir çalışma olmayabilir. Bu çalışmanın kaç vaka ile yapıldığını, vakaların kontrollü olup olmadığını, geriye dönük anket çalışması mı, ileriye dönük planlı bir çalışma mı bilmeden, sadece tek bir sefer parasetamol vererek %60 gibi çok iddialı bir rakkamı medyada haber yaparak ve toplumsal endişe yaratmanın çok da doğru olmadığını düşünüyorum.
11.10.2013 Güncelleme
Henüz Pubmed indexine girmemiş, ancak böyle bir çalışmayı değerli bir okurumuzun da değerli katkıları sayesinde bulduk. Sonuçlar daha da korkunç, ancak çalışmanın detayını incelediğimizde bunun geriye dönük bir anket çalışması olduğunu görüyoruz, yani kesinlikle kanıt değil.
Bu tür bilgilerin ileriye dönük önceden planlanmış kontrollü, yüksek vaka sayılı çalışmalar yapılıp kanıtlanmadan, uluslararası uzlaşı raporlarına girmeden haber yapılmasının yine de gereksiz panik ve endişe yarattığını düşünüyoruz. Bu konuda Çocuk alerji ve Astım Uzmanı Doç Dr. Ahmet Akçay’a fikir sorduk.
Bakın amacımız Calpol’ü korumak değil, çünkü haberin ufak bir kısmı doğru, sadece bu tür gazete ve TV haberlerinin nasıl bir bilinçle yapıldığını anlayın istiyorum. Amaç halkı bilinçlendirmek falan değil, onların endişesinden nemalanmak, tek amacın rating kaygısı olduğunu bilmenizi istiyorum.
Evet Parasetamol kullanım dozu ve sıklığına bağlı olarak astım sıklığında bir artışa neden olabiliyor. Bu aspirin ve birçok birçok nonsteroid antienflamatuar ilaç için de geçerli. Bunun olduğuna dair çeşitli çalışmalar var, çok geniş vaka serileriyle yapılan çalışmalara, derlemelere metaanaliz çalışmalarına baktığımızda da, evet bu ilişkinin olduğunu, fakat kullanım sıklığının arttıkça riskin arttığını biliyoruz ve haberde iddia edildiği gibi, ayda 1 kez kullananlarda böyle bir nedensel ilişki olduğunu söylemek mümkün değil. Aşağıdaki çalışmaya göre ayda birden az kullanırsa %6, ayda bir kullanırsak %20. Yani tek bir sefer vererek %60 değil. Bu durumda evet mükün olduğunca ilaç vermeyelim, ama nadiren verirsek de bu kadar büyük bir risk olmadığını bilelim.
Sonuç olarak çocuklarınıza mecbur kalmadıkça ilaç vermeyin, ateş korkunuzu üzerinizden atın, çok nadiren gerekince de böyle haberlere itibar ederek vijdan rahatsızlığı duymayın. Saygılarımla
Sağlıklı günler dilerim.