Boşanma ve Çocuk

Boşanma ve Çocuk
Boşanma ve Çocuk

Ayrı anne baba ile büyüyen çocuk mu daha çok zarar görür ? Mutsuz bir evlilikte büyüyen çocuk mu?

Kuşkusuz ki bu soruların tek ve mutlak bir cevabı yoktur.

Boşanma mutsuz bir evliliğin bitişi anlamına gelse de çocuğun varlığı bu süreci tekrar tekrar gözden geçirmek için en önemli kriterlerden biridir. Çünkü bu sürece çocuğun eklenmesi , toplumsal yapı sebebiyle, bir kadın-erkek ilişkisinin bitmesinden çok ailenin dağılması anlamını  yüklemiştir.

Ayrılmanın mutlak kaçınılmaz olduğu durumlarda eşler ruhsal, soysal ve ekonomik yönden ciddi sarsıntılar yaşamaktadır. Yetişkinler için bu kriz önceden alınan çeşitli önlemler ya da sonradan edilen müdahalelerle zor da olsa atlatılabilir. Fakat çocukların bu krizden nasıl etkileneceği, kalıcı etkiler bırakıp bırakmayacağı, çocuğa hayat ile ilgili faydalı bilgiler verip vermeyeceği boşanmanın sebebi ve en önemlisi şekli ile belirlenmektedir.

Boşanma kararı verilmeden önce yaşanacak krizin büyüklüğünü kontrol etmek amacıyla birtakım alanların gözden geçirilmesinde fayda vardır

  • Sorunu sebebi evliliğin kendisi mi yoksa eşlerin kendine has mutsuzlukları mı?
  • Birlikteliğin sürmesi adına tüm çözüm ihtimalleri denendi mi?
  • Kararlar alınırken başka kişilerin etkileri devre dışı bırakıldı mı?
  • Boşanma sürecinde yaşanacak krizlere (çocuk ile bir ebeveynin-genellikle babalar- ayrı kalacak olması, ekonomik zorluklar, sosyal baskılar) çocuklar dahil herkes için psikolojik olarak hazırlık yapıldı mı?

Tüm bunlar değerlendirilip boşanma sürecine girildiği zaman geriye yetişkinlerin, çocukların yaşayacağı etkileri en aza indirmek için bazı kritik noktalara dikkat etmesi  gerekmektedir

  • Çocuğun yaşı ve gelişim dönemine uygun olarak, boşanma sürecinin ne demek olduğu ve ailenin tüm bireylerinin hayatlarında nasıl değişiklikler yaratacağı ile ilgili bilgi vermek. Çocuğun hayatının geri kalanı ile ilgili belirsizlik ve şüpheler yaratmak üstesinden gelemeyeceği kaygılar yaşamasına sebep olabilir. Çocuğa bilgi verilirken kendini suçlu hissetmesini engellemek için bunun eşler arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığının altı mutlaka çizilmelidir. Boşanma olayını çocukla ilişkilendiren cümleler kurmaktan kaçınılmalıdır.
  • Özellikle aile büyüklerini (anneanne-babaanne –dede vs) ve diğer aile üyelerini (teyze-hala vs) bir araya getirerek çocuk ile ilgili konularda işbirliği sağlanmalıdır. Öncelikle eşler çocuğun olduğu ortamlarda ayrıldıkları eşleri ile ilgili olumsuz ve suçlayıcı konuşmalar yapmaktan kaçınmalıdır. Ailenin diğer üyelerinin bunu yapması durumunda onları durdurmalıdır.
  • Çocuk, taraf ya da tanık olarak tutulmamalıdır.
  • Çocuğun yaşadığı olumsuzluğu telafi etmek amacıyla gereksiz tavizler verilmemeli.
  • Evden ayrılacak eşin bunu aşamalı olarak yapması sağlanarak , çocuğun ebeveynden ayrılma durumuna alışması sağlanmalıdır.
  • Yaşanan duygusal patlamalara mümkün olduğunca çocukların şahit olması engellenmelidir. Çünkü çocuklar yaşanan tehdit edici olumsuz olaylarla nasıl baş edileceğini ebeveynlerden öğrenirler.
  • Çocukla ilgili her konuda eşler birbirine zıt tutumlar ya da kararlar içinde olmamalıdır.
  • Eşlerden biri yeni bir ilişki içerisinde ise, çocuğun boşanmayı kabul ettiğine ikna olunana kadar bir süre bu kişiden bahsedilmemeli. Çünkü çocuklar bu şekilde ani gelişen olaylarda anne –babasının yerine yeni birinin geçtiği yanılgısına kapılabilirler.
  • Mahkeme, mal paylaşımı, nafaka gibi konulardan çocuk haberdar edilmemelidir.

Sonuç olarak, her boşanma süreci kuşkusuz ki çocukları etkilese de çoğunlukla olayın kendisinden çok oluş şekli, süreç içinde yaşananlar bu etkinin düzeyini ve yönünü belirlemektedir. Her çocuğun birbirinden farklı duygu dünyası ve başa çıkma yöntemleri olduğu düşünüldüğünde bu krizi nasıl yöneteceği konusunda kuşkular yaşayan anne babaların yukarıda verilen bilgiler dışında da, profesyonel yardım alması hem çocuğun hem de eşlerin ruhsal bütünlüğünü korumak için oldukça işlevsel olacaktır.

Psikolog Ela KÖK

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here