İçindekiler
Bebeğiniz Hakkında
30. haftada bebeğinizin yüzü doğacağı günkü yüzüne oldukça benzer, fakat yanaklarının tombul ve dolgun olması için biraz daha zaman geçmesi gerekir. Bu haftada bebeğiniz başını hareket ettirebilir, gözlerini açabilir ve açık burun delikleriyle nefes alıp verme hareketlerini rahat bir şekilde yapabilir. Üstelik bu haftada doğması halinde bebeğinizin yaşama şansı oldukça yüksektir.
Anne Adayı Hakkında
Giderek ağırlaşsanız bile ihtiyacınız olan egzersizleri yapmaktan vazgeçmeyin. Gebe kadınlar için yürüme ve yüzme en mükemmel egzersizlerdendir. Bazı dans kursları gebelik öncesi ve sonrası için özel sınıflar açmaktadır. Kendinizi enerjik ve mutlu hissetmek istiyorsanız bu kurslardan birinde kaydolmayı deneyebilirsiniz.
Bebeğinizin ağırlığı arttıkça yaşamınızda da bazı değişiklikler olmaya başlar. Mesela eğilmek sizin için oldukça zor olur, bu yüzden artık ayakkabı bağlarınızı bağlamakta zorlanırsınız. Bebeğinizin büyümesiyle birlikte mide yanması, hazımsızlık ve şişkinlik gibi şikayetleriniz artabilir. Mide şikayetleriyle ilgili daha detaylı bilgi için Gebelikte Mide Yanması adlı yazımızı okuyunuz…
Bununla birlikte akciğer kapasiteniz azaldığı için nefes alıp vermekte de zorluk çekebilirsiniz.
Gebelikte Yorgunluk
Yorgunluk, gebelikte ortaya çıkan belirtiler arasında muhtemelen en sık ve hemen hemen tüm anne adaylarında görülenidir. Yorgunluğu aslında belirti değil uyarı olarak algılamak daha doğrudur. Gebeliğin ilk haftalarında ortaya çıkan yorgunluk ve uykuya eğilim ikinci trimestrde ortadan kalkmışken, son haftalarda kendini yeniden göstermeye başlar ve sizi bedeninize daha çok özen göstermeniz gerektiği yönünde uyarır. Bebeğinizin doğumundan birkaç hafta sonra yorgunluk, ağrı ve mide yanması gibi rahatsızlıklarınız ortadan kalkmaya başlar. Fakat müjde gebeliğinizin son haftalarını daha rahat geçirebilmenin yolları da vardır.
Şikayet: Uykusuzluk
Bebeğinizin büyümesiyle rahat bir pozisyonda uyumanız daha da zor bir hale gelir. Buna ek olarak bebeğinizin büyümesi, iç organlarınızda bazı değişiklikler yapmaya başlar. Akciğerleriniz artan oksijen ihtiyacını karşılamak için daha sık çalışır. Büyüyen bebeğinizin midenizi yukarı doğru itmesiyle mide yanması ve hazımsızlık ortaya çıkar. Bebeğiniz mesane üzerinde basınç oluşturarak geceleri oldukça sık tuvalete gitmenize neden olur.
Çözüm: Vücudunuzu desteklemek için etrafınıza uygun yastıklar koymaya çalışın. Eşiniz uyumadan önce ağrıyan vücut yerlerinize masaj yapabilir. Sıcak bir duş rahatlamanıza yardımcı olabilir. Gün içinde yeterli su için, ama uyumadan 1 saat öncesinden su içmeyi kesin. Eğer bunlar rahat uyumanızı sağlamıyorsa, doktorunuza başvurabilirsiniz.
Şikayet: Şişme
Şişme gebeliğinizin geç dönemlerinde daha büyük bir problem olmaya başlar. Vücudunuz artan kan üretimiyle birlikte su tutmaya başlar. Vücutta tutulan su ayak, yüz ve ellerde fark edilecek şişliklere neden olur. Bu yüzden önceden giydiğiniz ayakkabı artık size küçük gelmeye başlayabilir veya önceden taktığınız yüzüğü artık takamazsınız.
Çözüm: Bol su içiniz. Ayrıca gün içinde hareketlerinize dikkat etmelisiniz. Mesela ayaklarınızı altınıza toplayarak oturmayın, uzun süre ayakta veya aynı pozisyonda kalmayın. Şişme eğer ciddi boyutta ise doktorunuza danışmalısınız.
Şikayet: Sık Tuvalete Gitme
Gebelik boyunca sık idrara çıkma önemli şikayetlerden bir tanesidir. Bebeğinizin büyümesiyle mesane üzerindeki ağırlık ve basınç artmaktadır. Gebeliğiniz ilerledikçe bu artarak devam eder, bu da daha sık idrara gitmenize sebep olur. Bu da olup olmadık yerlerde idrarınızın gelmesine neden olur.
Çözüm: Tek çözüm bebeğinizi doğurmaktır. Tuvalete gitmeyi kısıtlamayın, çünkü idrarınızı tutmanız mesane ve idrar yolu enfeksiyonlarını artırır.
Şikayet: Giysiler olmuyor
Hamileliğinizin sonlarına doğru karnınızın oldukça büyümesi sonucu, başta zevkle alışveriş yaptığınız gebelik kıyafetleriniz, artık size uymazsa şaşırmayın.
Çözüm: Kendinizi daha iyi hissedebilmek için yeni giysiler giymeye çalışın. Eğer fazladan para harcamak istemiyorsanız, gebelik giysileri olan arkadaşlarınızdan elbiselerini ödünç alabilirsiniz.
Umarız başınıza böyle sorunlar gelmez yine de “Prematüre Bebekler ve Yoğun Bakım” hakkında bilgi almak isterseniz;
Aşağıdaki videolarda Prof. Dr. İpek Akman ve Uzm. Dr. Murat Palabıyık, “Prematüre Bebekleri Bekleyen Sorunlar” , “Yenidoğan Yoğun Bakım Üniteleri” konuları hakkında bilgiler veriyor.
30. Haftada Bazı Üyelerimizden Bize Gelen Sorular
Soru: Memelerimde akıntı olması tehlikeli bir durum mu?
Cevap: Gebelikte meme ucu akıntısı sıklıkla karşı karşıya gelinen bir durumdur. Çoğu gebeler bu akıntının enfeksiyon sonucu olduğunu düşünebilirler. Ama esasında bebek doğmadan önceki aylarda gelen süttür, bu gelen ilk süte kolostrum denir, halk arasında ağız sütü diye adlandırılır. Bu durum herhangi bir tedavi gerektirmez.
Soru: 30 haftalık hamileyim, ağrılarımın neden arttığını merak ediyorum.
Cevap: Rahim kenarlarınızda bazı ligamentler (bağlar) bulunmaktadır. Gebeliğin ilerlemesiyle birlikte, rahim daha çok büyümeye başlar ve bu durum rahmi karın içinde asılı tutan bağlarda da gerilmeye neden olur. Sonuçta hafif kasık ve bel ağrıları hissedebilirsiniz. Bu ağrılar tedavi gerektirmez ve istirahat ile geçer
Soru: Düşük ağırlıklı bebeklerin uzun vadede sağlık sorunları olur mu?
Cevap: Nur topu gibi bir bebek hayal ediyorsunuz. Haftalarca yavrunuzu kucağınıza almak için beklediniz. Sonunda bebeğiniz dünyaya geldi, ama düşlediğinizden küçük. Peki, düşük doğum ağırlıklı olduğunu nereden anlayabiliriz? 2500 gr’ın altında doğan bebekler düşük doğum ağırlıklı bebek olarak nitelendirilir. Düşük ağırlıklı bebekler nedenine ve kilonun eksiklik derecesine bağlı olarak, beyin ve fiziki gelişmesini etkileyecek değişen çeşit ve ağırlıkta bazı sorunlar yaşayabilir. Bazen bu bebeklerde ileride sosyal ve bilişsel sorunlar da ortaya çıkabilir. Ancak bu, her düşük doğum ağırlıklı bebeğin bu sorunları yaşayacağı anlamını taşımaz. Yoğun bakımda yaşadığı süreç, bazı komplikasyonların olup olmaması, bebeğin doğum haftası ve kilosu gibi birçok faktör bunları etkileyecektir.
