2 Yaş Sendromu Ne Zaman Biter?
Her gelişim döneminin kendine özgü özellikleri ve yaşantıları vardır. İki yaş dönemi de bebeklikten çıkıp erken çocukluk döneminin başladığı bir süreçtir. Yaklaşık 18 ay gibi başlayıp bazı durumlarda 4 yaşa kadar devam eder. Rahat ve dingin dönemin gitmesiyle beraber, tutturmanın arttığı sözel iletişimi kullanmadan bağırarak zıtlaşarak kendi isteklerinin ortaya çıktığı ve benmerkezci olduğu bir dönem başlar.
Her çocukta görülen bu dönem, sosyal gelişim basamaklarından en önemlisidir. Ailesine olan bağımlılığından kopup kendini ispat ettiği ve kişilik gelişiminin yol aldığı bir süreçtir. Bazı araştırmacıların birinci ergenlik dönemi olarak adlandırdığı bu döneme korkunç iki yaş denilir.
2 Yaş Sendromu Neden Olur?
İki yaş döneminde çocuğun hareketlerinde ciddi değişimler olmaya başlar. Artık dengesini kaybetmeden rahatlıkla yürüyüp, koşmaya başlamıştır. Yavaş yavaş kendini ifade ettiği, sosyal ve dil gelişimi hızlanmıştır. Rahatlıkla yetişkinlerle iletişime geçmeye
başlamıştır. Kendi isteklerini ifade edebilme ve alma becerisi kazanmıştır. Kas ve dil gelişimi ileri düzeyde oldukları için tek başına oynamak yerine diğer çocuklarla oynamayı tercih ederler. Aralarında çok iyi iletişim olmasa bile sosyalleşme ve işbirliğine dayalı oyunlarla oynamaya başlarlar.
Fiziksel olarak anneye bağımlı olan çocuk artık anne baba bağımlılığından çıkar ve sosyalleşmesi başlar. O döneme kadar fiziksel olarak anneye bağımlı olduğu için, bireyselleşmeye başlaması bu dönemde olur. Sağlıklı kopuşun gerçekleşmesi için mutlaka bu dönemin olması lazımdır. Aksi halde bağımlı, sorumluluk almayan yetişkinler olarak karşımıza çıkarlar.
Bunun yanı sıra; muhakeme yeteneği gelişmediği için söylenen her şeye karşı çıktığı bir dönemdir. Çocukların en çok kullandığı kelime “Hayır” dır. Artık bir birey olduklarını farkına varmalarıyla beraber, her şeyi kendileri yapmak isterler. Oyuncağını kendi taşımak, kaşığını kendi kullanmak, büyüklerinin elini tutmadan koşmak gibi.
Bu dönemde en çok şikayet edilen konu; öfke nöbetleridir. İstenildiği olmadığı durumlarda başkasına, kendisine vurma, ısırma gibi davranışlar görülür. Çocuklarda görülen bu sinirlilik, öfke, inatçılık, ağlama doğal tepkilerdir. Özerklik dönemine giren çocuk kendi ve diğerlerinin sınırlarını öğrenmeye çalışır. Dürtülerini, isteklerini ertelemeyi kontrol altına almayı bilemezler. Kesin başlangıcı olmadığı gibi bitişi de belli değildir fakat en yoğun iki iki buçuk yaş döneminde belirgindir.
Aşağıdaki videolarda Uzm. Ped. Emine Eraslan, “Çocuk Eğitimi” ile ilgili bilgiler veriyor.
2 Yaş Sendromunda Anne ve Babanın Yapması Gerekenler
- Çocuğa iyi bir rol model olunmalıdır. Yüksek sesle bağıran bir çocuğa siz de yüksek sesle bağırarak cevap vermeyin. Çocuklar anne ve babanın aynasıdır.
- Çocuğun bu olumsuz tutum ve davranışlarının geçici olduğunu bilerek ebeveynler sabırlı olmalıdır.
- Çocuklarla iyi bir iletişim kurmaya çalışın. Beraber zaman geçirin, oyun oynayın.
- Çocukların enerjisini dışarı çıkartabilecek faaliyetler bulmasına çalışın.
- Çocuğunuz somut dönemde olduğu için uzun, açıklamalı ve soyut kavramları kullanarak cümleler kullanmayın. Daha sade
ve somut şekilde anlatın. - İma içermeyen mesajlar somut haliyle vermeye çalışın. Mesela; yemek konusunda “Yeme yeme sen böyle yapmaya devam et”
gibi sözleri böyle algılamasına ve buna benzer tepkiler vermesine neden olur. Olumsuz sıfatlar vermeden olumlu davranışlarını söyleyerek pekiştirmeye özen gösterin. - Çocuğun saldırgan davranışları aile ve diğer kişiler tarafından ödüllendirilmemeli. O davranışın doğru olmadığı anlatılmalı. Eğer istediği şeyi saldırgan bir davranışla yaptırmaya çalışıyorsa asla o davranışı yapmayın.
- Olumlu davranışları pekiştirilmeli olumsuz davranışlarda nötr kalınmalıdır.
- Televizyon, bilgisayar, telefon gibi kolay erişebileceği şiddet içeren oyunlara izin verilmemelidir.
- Yaşına uygun sorumluluklar verilip başarma duygusu hissettirilmelidir.
- Bu süreci sağlıklı ve kısa bir şekilde atlatmak için aile bu dönemi iyi bir şekilde bilmeli ve sabırlı olmalıdır. Geçici çözümler bulmak yerine kalıcı sonuçlar bulmak ailenin elindedir. Bu dönem geçici olmakla beraber aile içi ilişkilerin yıpranmasına izin verilmemelidir.