İçindekiler
Bebeğiniz Hakkında
18. haftada bebeğinizin duyuları giderek daha da gelişmeye devam eder. Artık yaşadığı rahat ortamındaki sesleri, kalp atışı gibi sesleri duyabildiği gibi, sizin sesiniz gibi dış sesleri de duyabilir. Bazı seslere karşı daha hassastır ve bu sesleri duyduğunda hareket ettiğini fark edebilirsiniz. Gelişiminin bu aşamasında henüz çok küçük olduğu için, hareket edebilmek için bol bol yeri vardır.
Anne Adayı Hakkında
Artık içinizde bebeğin hareketlerini hissediyorsunuz. İlk hareketlerle duyduğunuz heyecan muhtemelen gebelikte yaşadığınız sıkıntıları size unutturmaya yardımcı oluyor. Karnınız genişlemeye devam ettikçe cildinizde gerginliğe bağlı çizgilenmeler ve kaşıntılar olabilir. Vücudunuz yeni ağırlık noktasını bulabilmek için farklı bir pozisyon alır. Bu da bel-sırt ağrılarının başlıca sebebidir. Neyse ki bulantılarınız artık uzak bir hatıra olmaktan öte değil.
Gebelikte Yapılan Testlere Bir Göz Atalım
Gebeliğin 16-20. haftaları arasında bebeğinizde herhangi bir genetik problem açısından risk olup olmadığını belirlemek için size bir dizi test önerilecektir. Bu testler önerilir ama tabii ki mecbur değildir. Ancak testleri yaptırmadan önce, her birinin ne için yapıldığı ve sonuçlarının bebeğiniz hakkında ne ifade edeceğini anlamak çok önemlidir.
Aslında Test Değil Risk Değerlendirmesi
Aslında bu testleri kaldı veya geçti şeklinde değerlendirmek yerine, bebeğinizin genetik sorunlar açısından büyük bir risk altında olup olmadığını gösteren risk değerlendirmeleri olarak görmelisiniz. Şunu unutmayın ki pozitif bir test sonucu ille de bebeğinizde bir sorun olduğu anlamına gelmez. Ancak daha kesin sonuç veren ek testler yapmamız gerektiğini düşündürür. Aslında binlerce sağlıklı bebeğin arasında genetik sorun şüphesi olan bebeklerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Aşağıdaki videolarda Prof. Dr. Murat Yayla, “Ayrıntılı Ultrason” hakkında bilgiler veriyor.
Girişimsel Olmayan/Non-İnvazif Testler
Bunlar bebeğinizde herhangi bir risk oluşturacak girişimlerin olmadığı, sizden kan alınarak yapılan testlerdir.
İkili Test
Bu test için gebeliğin 11-14 haftaları arasında anneden kan alınır (aynı normal kan tahlillerinde alındığı gibi) . Bu kanda β-hCG ve PAPP-A düzeyleri ölçülerek, annenin yaşı ve diğer bazı özellikleri ile formüle edilerek bilgisayar yardımıyla sonuç belirlenir. Bu teste ikili test denir. Eğer bu formüle bebeğin ense kıvrım kalınlığı (Nucchal Translucency= NT) de eklenirse elde edilen sonucun doğruluk oranı daha net olur. Bu teste kombine test veya ikili kombine test adı verilir. Yani kombine test, ikili test ile ense kalınlığınının kombine edilmesi sonucu yapılan bir testtir. İkili test taraması ile down sendromlu bebeklerin %65’i tespit edilebilirken, kombine test ile %85’i tespit edilebilir.
Üçlü Tarama Testi (Triple Test)
Gebelikte bebekte olabilecek bazı kromozomal anomalileri ve nöral tüp defekti denilen doğumsal anomalileri araştırmak için yapılan bir testtir. İkili test de olduğu gibi bebekte trizomi 21 (down sendromu) ve trizomi 18 (edwards sendromu) olma riskini belirlenir, ancak bu sendromların bebekte kesin olarak varlığını belirlemez. Eğer üçlü test sonucunda bu kromozomal anomalilerin bebekte olma riski yüksek çıkarsa, kesin tanı için koryon villus biopsisi (CVS ) veya amniosentez önerilir. B-hCG ve serbest Estriol (uE3) ölçümü bu riskleri belirler. Üçlü testte ikili testten farklı olarak nöral tüp defekti denilen anomalilerin de riski belirlenebilir, bunu sağlayan üçlü testte ölçülen AFP (alfafötoprotein) değeridir.
Gebelikte Dörtlü Test (Quadruple Test)
Üçlü testte anneden alınan kanda değerlendirilen B-hCG, serbest estriol (uE3) ve AFP düzeylerine ek olarak dörtlü testte İnhibin-A düzeyinin de formüle katılması testin başarısını yükseltmektedir. Üçlü test ile tamamen aynı amaçla yapılan bir testtir, ancak üçlü teste göre başarısı daha yüksektir. Dörtlü testte Down sendromlu bebek tespit etme oranı %80’dir. İlk trimesterde 11-14 haftalar arasında tarama testlerini yani ikili test ve NT ölçümlerini yaptırmayanlar, zamanını kaçıranlar için sonradan önerilebilecek en iyi test dörtlü testtir.
Kistik Fibroz
Ülkemizde sık görülen tek gen hastalıklarından biridir, ancak rutin taraması yapılmaz, sirtalar tarafından da muhtemelen ödenmeyecektir. İlgili ve istekli ailelere uygulanabilir, önce sizden bir kan örneği alınır, eğer kistik fibroz açısından taşıyıcı çıkarsanız, bu sefer de eşinizden kan alınır. Çünkü bebeğin hastalık riski taşıyabilmesi için her ikinizin de taşıyıcı olması gerekir. Her iki ebeveyn de taşıyıcı ise bebek%25 olasılıkla hasta olabilir, bu amaçla daha ileri testlere başvurarak bebeğinizin bu bozukluğu taşıyıp taşımadığı kontrol edilebilir.
Etnik Kökene Bağlı Bazı Genetik Testler
Bazı hastalıklar bazı ırklarda, bazı toplumlarda daha sık görülür. Özellikle akraba evliliğinin yoğun yapıldığı ülkemiz açısından bu önemlidir. Talasemi (Akdeniz anemisi) ülkemizde en sık görülen tek gen hastalıklarından biridir, kistik fibrozda olduğu gibi önce anneye daha sonra da babaya test yapılarak talesemi açısından taşıyıcı olup olmadığı değerlendirilebilir, eğer her iki ebeveyn de taşıyıcıysa amniyosentezle bebeğin Talasemi hastası olup olmadığı değerlendirilebilir. Bu tür testler yapılmak isteniyorsa, sonuçlar uzun süreceği için gebeliğin başlarında 5-10 haftalardan itibaren anne babanın değerlendirilmeleri yapılmalı ve amniosentez zamanına kadar bu testlerin gerekip gerekmediğine karar verilmelidir.
Girişimsel/İnvazif Testler
Eğer ilk turda yaptığımız girişimsel olmayan testlerde pozitif bir sonuç çıkarsa ki, tekrar hatırlatalım bu bebeğinizde bir problem olduğu anlamına gelmez, sadece riskin daha fazla olduğunu gösterir. Bu durumda size bebeğinizin genetik durumu hakkında daha net cevap verecek ek bazı testler önerilir. Bu testler daha kesin sonuçlar vermekle birlikte az da olsa düşük ihtimali taşımaktadır.
Amniyosentez: Karın içine ince bir iğne ile girilerek rahimin içindeki amnion sıvısından bir miktar alınır ve amnion sıvısı Down sendromu, nöral tüp defekti, eğer gerekiyorsa yukarıda bahsedilen bazı diğer tek gen hastalıkları ve daha birçoğu açısından test edilebilir. Bu test gebeliğin 16-20. haftaları arasında uygulanır.
Koryon Villus Biyopsisi (CVS) : Karnınız veya vajina üzerinden içeri iğne sokularak plasentadan, yani bebeğin eşinden ufak bir örnek alınır. Bu örnekte yine Down sendromu, talesemi, kistik fibroz, orak hücreli anemi gibi birçok genetik hastalık aranabilir. Bu test gebeliğin 10-12. haftaları arasında yapılır.
Önemli Not: Koryon Villus Biyopsisi bir ilk trimester testi olarak ailelere çok daha erken bilgi verirken, amniosentez ikinci trimester testi olarak çok daha geç sonuç verir. 2 test için de %1-2’nin altında düşük riski vardır. Sonuç olarak iki test de hafife alınmamalıdır, mutlaka bunlar hakkında detaylı bilgi için doktorunuza danışın.
Bu yöntemler hakkında detaylı bilgi almak için Genetik profösörümüz Memnune Apak’ın makalesini okuyabilirsiniz…
18. Haftada Bazı Üyelerimizden Bize Gelen Sorular
Soru: Bebeğimin cinsiyetini öğrendim, bazı gıdaları daha fazla yemem veya kaçırmam gerekir mi?
Cevap: Fitoöstrojenlerin ileride kısırlığa yol açtığı, lavanta yağının erkek çocuklarda jinekomasti dediğimiz göğüs büyümesine yol açtığına dair haberleri gazetelerde ve internette sık sık görüyoruz. Fitoöstrojenlerden zengin bazı gıdalar östrojen etkilerini taklit edebilir, bu gıdalar soya fasulyesi, soya ekmeği, soyalı içecekler, keten ve de susam tohumları olarak sayılabilir. Fitoöstrojenler zayıf östrojenler olarak davranırlar. Bunların bayanlarda kısırlık yaptığına dair veya erkek çocuklarda hipospadias sıklığında artışa neden olduğuna dair çalışmalar vardır. Bunlar kesin olmamakla birlikte önerimiz lütfen dengeli beslenin, tabağınız ne kadar renkli olursa ve farklı çeşitler içerirse, o kadar dengeli beslenmiş olursunuz. Herhangi bir gıda çeşidini fazla tüketirsek bu sefer gerekli olan diğerlerine yeriniz kalmaz. Önerilen dengeli bir şekilde meyve, sebze, tahıl, protein ve yağları almanızdır. Dengeli bir diyet için doktorunuzla veya bir diyetisyenle görüşebilirsiniz.
Erkek bebeklerde lavanta yağı kullanımının yine jinekomasti dediğimiz göğüs büyümesine yol açtığı söylenmektedir, ancak bu geçicidir kullanım kesildikten sonra normale döner.
Soru: Doktorum ultrason kontrolü sırasında bebeğimin kalbinde parlak bir leke buldu, bu ne anlama geliyor?
Cevap: Aslında yanıtlanması zor bir soru çünkü Down sendromu taramaları oldukça karmaşıktır, her zaman kesin sonuç vermezler. Ultrasonda Down sendromu belirteci olarak adlandırılan bazı bulgular vardır, bunlardan bir tanesi femur yani uyluk kemiğinin kısa olması ve kalp içinde ekojen parlak bir bölgenin görülmesidir. Bunlar bebeğinizde ciddi bir sorun olduğu anlamına gelmez, ancak Down sendromlu fetüslerde sadece daha sık görülen bulgulardır, ancak bu bulguların olduğu birçok bebekte de Down sendromu yoktur.
Genel olarak ense kıvrım kalınlığı haricindeki ultrason bulguları Down sendromu taramaları için çok etkin bir yöntem değildir. Daha doğrusu ilk trimesterde kan+ense kıvrım kalınlığı ile yapılan ikili testin veya ikinci trimesterdeki 3’lü ve 4lü testin veya her ikisinin arka arkaya yapılmasıdır. Son yıllarda anneden kan alınarak, fetal DNA ile ilgili testler yapılabilmektedir ve direk olarak fetal DNA’da fazladan 21. kromozom aranır. Buna girişimsel olmayan prenatal test adı verilir, ülkemizde henüz bu test yapılmasa bile, kanınızı yabancı ülkelere gönderen merkezler türkiye’de de vardır.
Sonuç olarak ultrason bulgusuyla buna karar verilemez, eğer daha önce tarama testleriniz yapılmamışsa, ileri testlerin gerekli olup olmadığı konusunda doktorunuza danışın.
Soru: Bazı gebe bayanlarda neden yatak istirahati gerekir?
Cevap: Gebelik boyunca birçok nedenle yatak istirahati önerilebilir, bunun en sık gerektiği bazı durumlar şunlardır
- İkiz veya çoğul gebeliklerde erken doğum tehdidi
- Tek bebek için erken doğum tehdidi
- Plasenta previa
- Yüksek tansiyon/preeklampsi
- Kontrol edilememiş diyabet
- Servikal yetmezlik
- Anne karnında gelişimi yavaş olan SGA bebekler…
Yatak istirahati gebelikteki riske göre değişir, çok yüksek riskli gebeliklerde neredeyse hiç ayağa kalkmadığınız çok sıkı bir yatak istirahati uygulanır, hastaneye bile yatış gerekebilir, bu durumda tuvalete kalkmanıza bile izin verilmez ve sürgü kullanmanız gerekir. Daha hafif kısıtlaması olan yatak istirahati çeşitlerinde evde banyoya, duşa izin verilebilir, yemeğe kalkabilirsiniz, hafif aktiviteler yapabilirsiniz, ancak işe gitmenize izin verilmez.
Ne tipte bir yatak istirahati gerektiğine doktorunuz karar verecektir. Çok sıkı yatak istirahati genellikle erken doğum tehdidi, plasenta previa ve de orta veya ağır derecedeki preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) durumlarında uygulanır. Eğer erken doğum tehdidi yoksa çoğul gebelikler az kısıtlı yatak istirahati ile gebeliklerini geçirebilirler. Sizin için en doğru olanına, sürekli takip eden doktorunuz karar verecektir.
Soru: Çok şiddetli mide yanması yaşıyorum, artık antiasitler de işe yaramıyor ne yapabilirim?
Cevap: Mide yanması gebelikte çok sık görülen bir problemdir, bir yandan gebelikteki gevşetici hormonlar yüzünden midenin üst sfinkteri daha gevşekken, diğer yandan da büyüyen rahminiz midenizde baskı yapar ve böylece midenizdeki asitli mayii yukarıya yemek borusuna kaçar, bu da yanma hissine neden olur.
Genellikle gebelikteki mide yanması zararlı değildir, ancak çok rahatsız edebilir çiğnene bilir antiasit tabletler geçici bir iyilik sağlar, fakat içindeki kalsiyum daha fazla asit üretimini tetikler ve bir saat sonra belirtiler daha da kötü olarak geri gelir. Tedaviyi hayat tarzındaki değişiklikler ve ilaçlar olarak ikiye ayırabiliriz. Devamını okuyunuz