İçindekiler
Meningokoksemi nedir?
Meningokoksemi veya diğer adıyla invazif meninkokkal hastalıklar tüm dünyada çocuklarda ve yetişkinlerde önemli bir ölüm ve sakatlık nedenidir, bulaşıcı bir hastalıktır. Etkeni sadece insanlarda görülen neisseria menengitidis veya kısaca meningokok ismi verdiğimiz bir bakteridir, bu bakteriye şeklinden esinlenerek kısaca meninkok denmektedir.
Öncelikle bu Latince kelimeleri biraz açalım istiyorum. “Menin” eki “meninks” yani beynin dışını kaplayan zarları ifade etmektedir. Bu bakteri mikroskoptaki şekli ve sıklıkla menenjit yaptığı için ve bu ismi alır. “–emi” eki aslında kan kelimesini ifade etmektedir, yani menikoksemi bu mikrobun kana karıştığı anlamına gelir. “İnvazif” istila edici demektir, bu bakteri 24 saat içinde hızla tüm vücuda yayılıp ölüme neden olabildiği için bu tip hastalıklara invazif adı verilmektedir.
Meningokoksemi nasıl bulaşır?
Kış mevsimi daha ön planda olmak üzere tüm yıl boyunca ortaya çıkabilir. Ülkemizde özellikle hac mevsiminde Arabistan’dan taşınarak zaman zaman salgınlara yol açtığı bilinmektedir. Vakaların %50’sini 2 yaş altı çocuklar oluşturur, askerlik gibi erişkinlerin toplu bulunduğu ortamlarda da sıklığında bir artış görülebilmektedir. Bakterinin kapsülündeki farklı protein yapılarına bağlı olarak bilinen 13 farklı tipi vardır. Bunlardan A,B,C,Y ve W135 klinik öneme sahiptir. Özellikle influenza olmak üzere viral infeksiyonlar, sigara içilmesi ve sigara dumanına maruziyet, kalabalık yaşam koşulları, altta yatan kronik hastalıkların varlığı, düşük sosyoekonomik düzey ve özellikle kompleman eksikliği gibi bağışıklık sistemi yetersizlikleri, dalağın olmaması hastalık riskini artırır.
Aşağıdaki videoda Prof. Dr. Mustafa Bakır “Anafilaktik Şok” hakkında bilgiler veriyor.
Meningokoksemi belirtileri
Meninkok mikrobu hastada sadece basit bir ateş veya menenjit, veya hızla ilerleyen mikrop şokuna kadar giden çok değişik tablolara neden olabilir. 1920’lerden önce antibiyotikler yokken meninkokkal hastalıklarda ölüm oranları %70’lere kadar varmaktaydı. İlerleyen dönemlerde antibiyotiklerin keşfi ve destek tedavisi ile ölüm oranları hızları azalmaya başlamıştır. Ancak uygun antibiyotik tedavisi ve yoğun tıbbi bakıma rağmen, son 20 yıl içinde ölüm oranları %9-12 arasında değişmek üzere sabit kalmıştır. Meninkokseminin yarattığı ağır mikrop şokunda (sepitk şok) bu oran %40’a kadar varmaktadır.
Meninkoksemi hızla ilerleyen bir hastalık olması, hızlı tanı, erken antibiyotik ve destek tedavisinin hastalığın sonucuyla ilişkili olması nedeniyle, meninkoksemi tanısı hafif belirtilerin varlığında ve hastalığın başlangıcında klinik olarak konulmalıdır. Hastalığın başlangıcındaki bulgular gribe benzer basit bulgulardır ve döküntü sonradan ortaya çıkar ve giderek yayılır. Vücutta mor noktalar şeklinde başlayıp hızla bu mor noktalar birleşip büyüyerek dokuların kan dolaşımını bozar. Hastalık hızla ilerledikçe organ yetersizlikleri (böbrek-kol-karaciğer v.s) ve pıhtılaşma bozuklukları olur, uzuvlara giden damarlar aşırı pıhtılarla tıkanabilir ve kol-bacak-parmak gibi uzuvların kaybına bile yol açabilir. Tansyon düşüklüğü çocuklarda şokun geç bir bulgusudur. Tek başına meninkoksemi şüphesi tedavi başlanması için yeterlidir.
Meninkoksemiden korunma
Korunma için bugün bilinen en etkili yöntem 4’lü konjüge aşıdır, Menacrta isimli bu aşı A,C, Y ve W135 tipini içerir. Eskiden sık enfeksiyon yapan B tipi son yıllarda azalmıştır, bunun için ülkemizde ruhsatlı bir aşı mevcut değildir. Arzu edenler Avrupa’da ruhsat alan Bexero aşısını temin edebilirler.